| Sana iyilik olsun diye evdeki bilgisayardan bakarım tamamdır dostum | Open Subtitles | كمعروف لك أرسله لجهازى الشخصى لقد أرسلته بالفعل |
| O yüzden sana iyilik olsun diye tabloları yakmaya razıyım. | Open Subtitles | لذلك كمعروف لك انا مستعدة ان احرق تلك اللوحات |
| Bunu, oluşmasına yardım ettiğim şirkete iyilik olsun diye yapıyorum. | Open Subtitles | حسناً؟ أنا اعمل ذلك كمعروف مني لصالح الشركه التي ساعدت في انشاءها |
| Babam bunu iyilik olsun diye kayıt dışı yaptı. | Open Subtitles | حسناً، والديّ يفعل هذا خارج العمل كمعروف. |
| Yani, bunu sadece iyilik olsun diye yaptım. | Open Subtitles | انا فقط قمت بذلك كمساعدة |
| Sadece kız kardeşime iyilik olsun diye ona iş verdim. | Open Subtitles | أنا فقط أعطيته الوظيفة كمعروف لأختي. |
| Sadece kız kardeşime iyilik olsun diye ona iş verdim. | Open Subtitles | أنا فقط أعطيته الوظيفة كمعروف لأختي. |
| Pekala, sana uyacağım. Ama sırf sana iyilik olsun diye. | Open Subtitles | حسنا، سأكمل معك لكن فقط كمعروف لك |
| Arkadaşlara iyilik olsun diye savaşmam. | Open Subtitles | و أنا لا أقرضه للأصدقاء كمعروف. |
| Departmanımın başıyım, buraya iyilik olsun diye geldim. | Open Subtitles | أنا رئيس قسمي، أنا هنا كمعروف شخصي. |
| Hatta bu filmi de Charlie'ye iyilik olsun diye çektiğini söylemiştin. | Open Subtitles | وأنّك صوّرت فيلم التجمّع كمعروف لـ(تشارلي). |
| Sizi, iyilik olsun diye öne zincirlemiştim. | Open Subtitles | كبلتكما معاً كمعروف لكم |
| Benim boyumu aşıyorsun, bunu Greg'e iyilik olsun diye yaptığını biliyorum ve muhtemelen senden bir daha haber alamayacağım, ancak... | Open Subtitles | فأنتِ أرفع من مستواي. و أنا أعرف بأنك ذهبت فقط كمعروف تقدمينه ل(كريغ) و على الأرجح لن أسمع منك مرة أخرى, و لكن... |
| Harvey Specter'a iyilik olsun diye görüştük. | Open Subtitles | قبلتهُ كمعروف لـ(هارفي سبكتر). |