| Bize bir teselli ödülü gibi ünvan verilmesine izin veririz, oysa ne istediğimizi ve onu nasıl elde edeceğimizi anlayamamışızdır, yorgun olsak bile. | TED | نسمح لأحدهم أن يمنحنا لقبًا كجائزة ترضية، بدلًا من أن ندرك ما نريد، وأننا عازمون على الحصول عليه، حتى لو كنا متعبين. |
| Diz çöküp oğluma bağlılık yemini ederseniz yuva dediğiniz o kasvetli yerde ömrünüzün geri kalanını geçirmenize izin veririz. | Open Subtitles | إركع أمامي يا سيدي و أقسم بالولاء لإبني. و سوف نسمح لكَ بالعيش بقيةأيامكفي تلكَالنفايات... التى تسميها منزلك ... |
| Bir dahakine bir solo atmana izin veririz. | Open Subtitles | المرة القادمة سوف نتركك تقوم بعزف منفرد. |
| Biz de bundan hoşlanmadığımızı sanmalarına izin veririz. | Open Subtitles | ومن ثم نجعلهم يعتقدون أننا لا نحب ذلك |
| Bir süre sonra, evlerine dönmelerine izin veririz. | Open Subtitles | دعهما اذن يغادران خلال برهة |
| "Savaşmayı bırakırsan, gitmene izin veririz." | Open Subtitles | "سندعك تذهب إذا توقفت عن القتال" |
| Ya onlara değer veririz ya da kaybolmalarına izin veririz. | Open Subtitles | عنانحنالاثنان... إما أن نقوم بتشجعيهم أو نتركهم يذهبوا مع الريح |
| Beyazların birçok şey yapmasına izin veririz. | Open Subtitles | نسمح للرجال البيض بفعل الكثير من الأشياء .. |
| İlk Jenerasyon'a sadece özel kişilerin katılmasına izin veririz. | Open Subtitles | نسمح فقط لولائك الـذين هم إستثنائيون حقا للأنضمام للجيل الأول. |
| Ya hayatımınızın sonuna kadar bizleri etkilemesine izin veririz ya da bu konuda bir şey yaparız. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نسمح لذلك بأن : يؤثر علينا لبقية حياتنا يمكننا أن نفعل شيئاً حيال ذلك |
| Belki bu seferlik onlara izin veririz. | Open Subtitles | ربّما هذه المرّة، ينبغي علينا أن نسمح لهم بالبقاء هنا |
| Diyelim ki üçu arasından ikisinin de en mükemmeline sahipsin, neden sahip olmadığımız şeyin, sahip olduğumuz şeyleri etkilemesine izin veririz? | Open Subtitles | فلنقل بأن لديك شيئين من الثلاثة وهما رائعان لمَ نسمح للأشياء التي ليست لدينا... بالتأثير على شعورنا... |
| Belki de yaşamana izin veririz, ha? | Open Subtitles | ربما نتركك تعيش ، اتفهم ؟ |
| Ellerini çözer, gitmene izin veririz. | Open Subtitles | و سوف نتركك و سترحل |
| Biz de bundan hoşlanmadığımızı sanmalarına izin veririz. | Open Subtitles | ومن ثم نجعلهم يعتقدون أننا لا نحب ذلك |
| Bir süre sonra, evlerine dönmelerine izin veririz. | Open Subtitles | دعهما اذن يغادران خلال برهة |
| Onu bize verirsen, belki biz de yaşamana izin veririz. | Open Subtitles | دعنا نأخذها وربما سندعك تعيش |
| Ya uğruna yaratıldıkları şeyi yapmalarına izin veririz ya da işlerini bitiririz. | Open Subtitles | إمّا أن نتركهم يفعلون ما خُلقوا من أجله... أو نقضي عليهم. |
| Kenti bize bırakırsanız, yaşamanıza izin veririz. | Open Subtitles | تخلى عن المدينة وسندعك تعيش |
| Liderini bize verirsen Salamander olarak reenkarne olmana izin veririz. | Open Subtitles | آتنا برأس قائدكم وسنسمح بإعادة بعثك على شكل سلامندر |
| -Eğer bir madalya kazanırsan çatıda yaşamana izin veririz. | Open Subtitles | إن فزت بميدالية، فسنسمح لك بالعيش في الشقة العلوية |