O masanın arkasından çıkmana izin verirlerse bunu kendi başına yapabilirsin. | Open Subtitles | ربما تخوضه بنفسك إذا ما سمحوا لك بالخروج من خلف ذلك المكتب |
Eğer kalmana izin verirlerse burada güvende olursun. | Open Subtitles | ستكون بخير هنا أذا سمحوا لك بالبقاء |
Başka genetik tahrife ihtiyacım olmayacak, eğer, tabii, Federasyondaki dostlarımız bu görevi tamamlamamıza izin verirlerse. | Open Subtitles | لستُ بحاجة إلى تكاثر جينيّ بعد الآن. إنْ أصدقائنا في الحكومة الفيدرالية سمحوا لنا بإتمام هذه المهمة. |
Onu yasal olarak evlat edinmemize izin verirlerse onlara epey para verebiliriz. | Open Subtitles | نستطيع أن نقدم لهم الكثير من المال إن سمحوا لنا بتبنيه |