| O yüzden hazır olun, çünkü pazartesi geceleri bütün dünya bir erkeği, bir kadını ve bir düdüğü izleyecek! | Open Subtitles | لذا استعدوا لأنه في يوم الاثنين ، العالم كله سوف يشاهد رجلاً وإمرأه في مسابقه |
| Tüm dünya izleyecek bu yayını, bizde öyle. | Open Subtitles | العالم كله سيشاهد هذا البث و كذلك سنفعل نحن أيضا |
| İntihar edecek kadar korkak birinin kendi ölümünü izleyecek kadar cesur olduğu görülmemiştir. | Open Subtitles | ومن المحتمل إنه أجبن من أن يقتل نفسه ليس لديه الشجاعة الكافية لمشاهدة موته |
| Ve bilmeliyiz ki Tanri bizi izleyecek ve ve bu evliliği kutsayacak. | Open Subtitles | وعلينا أن نتذكّر أن القدير سيراقب ويبارك هذا الزواج في كلّ الأوقات |
| Bütün dünya, hiç kimsenin yapamadığı bu üç maymunun yaptıklarını izleyecek. | Open Subtitles | العالم كله يراقب القردة الثلاثة الشجعان الذين وصلوا الى اماكن لم يتمكن الانسان من الوصول اليها |
| - Cort'un dövüşünü izleyecek misin? | Open Subtitles | - ماذا تقصدين ؟ - هل ستشاهدين معركة كورت ؟ |
| O boş yere uğraşıp didinirken medya her adımını izleyecek. | Open Subtitles | و هو الذي سيقوم بالعمل و لن يصل إلى نتيجة مع وجود وسائل الإعلام التي تراقب كل خطواته |
| Ayrıca eğer dışarı çıkarsam, kim haberleri izleyecek? | Open Subtitles | بجانب .. اذا خرجت .. من سوف يشاهد الاخبار ؟ |
| Benimle beraber baştan ev döşeme programlarını izleyecek ve zararsız bir şekilde göğüslerimi avuçlayacak bir gay istiyorum. | Open Subtitles | أريدُ شاذّاً يشاهد برامج ترتيب المنازل و يلمس صدري بطريقة أفلاطونيّة. |
| Eğer Gani'yi serbest bırakmazsan bütün dünya, televizyondan, internetten bu CD'yi izleyecek. | Open Subtitles | ..إن لم تطلق سراح جاني كل العالم سيشاهد هذا على التلفاز والإنترنت والجوال |
| İzleyecek mi yani? | Open Subtitles | أتقصد أنه سيشاهد هــذا ؟ أنــا سأكون إلى جانبك قريبا |
| Hey, Ben, Celtics maçını izleyecek misin? | Open Subtitles | يا بن، هل ستذهب لمشاهدة الكيلتي لاحقاً؟ لا أَعرف |
| "Nightline"ı izlemek için evde olması gereken Mary Teresa hariç hepsi seni Mary Angela'nın evinde izleyecek. | Open Subtitles | سوف يذهبون ليشاهدوك عند منزل ماريا انجلا ماعدا ماريا تريز لن تذهب لانها سوف تمكث لمشاهدة خط الليلة |
| EDİ saldırıyı izleyecek. Öncelikli hedefe ilerleyin. | Open Subtitles | سيراقب إدي الهجوم أعطهم الأهداف الرئيسية |
| Herkesin DNA profilini sisteme yükledim mi acil bir güvenlik ihlali durumunda yaşamsal belirtilerini ve konumlarını izleyecek. | Open Subtitles | عندما أحمل جينات الجميع في النظام هو سيراقب إشاراتهم الحيوية ومواقعهم في حالة حدوث اي حالة طارئة |
| Kızına yaklaşanları izleyecek. | Open Subtitles | يراقب من خلال عينيها كل المخاطر التي تقترب منها |
| "Aya İniş Kurgusu"nu izleyecek misin? | Open Subtitles | هل ستشاهدين" هبوط القمر بين الحقيقة والخيال"؟ |
| Bir polis otosu izleyecek ve seni kapıya kadar götürecek. | Open Subtitles | سيارة للشرطة سوف تراقب وسوف آخذك إلى الباب |
| Yüzüne sıçrayan kanlarla hiçbir şey olmamış gibi film izleyecek. | Open Subtitles | ثم سيأكل ويشاهد الأفلام و كأن شيئاً لم يكن |
| Burada oturacak, izleyecek ve işin temizce halledildiğini göreceğiz. | Open Subtitles | نجلس في الخلف , ونشاهد ونرى الآمر يجري بسهولة |
| Gitme vaktiniz gelene kadar güvenlik irtibat görevlim sizi izleyecek. | Open Subtitles | سأطلب من ظابط الأمن مراقبتك حتى يحين موعد رحيلك |
| Yapımcı seni şuradaki monitörden izleyecek. | Open Subtitles | المنتج سيشاهدك من تلك الشاشة |
| Sadece oturup izleyecek misin? | Open Subtitles | و أنت ستكتفي بالجلوس و المشاهدة وحسب؟ |
| Ve bir kaç saate tüm dünya TV'den izleyecek. | Open Subtitles | وخلال ساعات سيراه العالم كله عبر التلفزيون |
| Kendisini izleyecek olan Zaza'ya... | Open Subtitles | من إخراج باتريس لوكونت إلى زازا الذي سيرى نفسه |
| Tüm dünyada bir milyar kişi bunu izleyecek, dinleyecek ve okuyacak | Open Subtitles | ومليار شخص على هذا الكوكب سيشاهده و يسمعه و يقرأ عنه |