| İzleyiciye doğru düşüyorsunuz ve birbirinize güveniyorsunuz. | TED | انت تتعود على الجمهور وأنتم تثقون في بعضكم البعض. |
| Yani, Yaptıklarımın izleyiciye ilginç geleceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | الأمور التي أعمل عليها لا أظنها ستثير الجمهور |
| İzleyiciye bu kadar yakın olunca tepkileri hemen hissediyorsunuz, | Open Subtitles | وأن تكون قريب جداً من الجمهور وتشعر بإستجابتهم الفورية |
| Bize tamamen yeni bir izleyiciye ulaşma fırsatı veriyor. | Open Subtitles | مما يمنحا فرصة للحصول على مشاهدين أكثر |
| Tamamen yeni bir izleyiciye ulaşmak için bir şans. | Open Subtitles | وفرصة لجذب مشاهدين أكثر |
| Bu, okuyucu veya izleyiciye gençken sahip oldukları heyecanı ortaya koymaları için şans verir. | TED | تعطي المشاهد والقارئ فرصة لاستعادة الإثارة التي كانت لديه عندما كان صغيرًا. |
| Yani... Bilirsin izleyiciye istediklerini vermek gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً ، كما تعلمين يجب أن تعطي الجمهور ما يريدونه |
| Söylediğiniz şarkıyla hikayenin içine girmeli ve izleyiciye keyif vermelisiniz. | Open Subtitles | غنوا لأنكم تشعرون بالأغنية و لا تغنوا لأنكم تريدون أن تتميزوا أمام الجمهور |
| Bize söylediklerini izleyiciye aktarmayı öğrendim. | Open Subtitles | تعلم، لقد تعلمت ما قالوه لنا من أجل الجمهور. |
| Bence bu, filmin izleyiciye kendini hala sevdirme sebeplerinden biri. | Open Subtitles | وأعتقد أن هذا هو واحد من الطرق أنه لا يزال يحبب نفسه إلى الجمهور. |
| Ne de olsa sedyede yatarken izleyiciye oynamak zor. | Open Subtitles | حيث من الصعب أن يتزلف إلى الجمهور وهو على نقالة |
| Bu ilginç olabilir, ama bunu inanılabilir yapmak zorundasınız, okuyucu veya izleyiciye, bunu gerçekten yapabileceği fikrini vermelisiniz. | TED | قد يكون هذا مثيرًا للاهتمام، لكن عليك أن تجعله قابلًا للتصديق، عليك أن تعطي القارئ أو الجمهور سببًا ليجعله يصدق بأنه يمكنه فعل هذا. |
| Daha fazla izleyiciye ihtiyacın var. | Open Subtitles | ان تحتاج الى الكثير من الجمهور |
| Ve eğer burada yeteri kadar uzun bir süre oturursanız, sayfanın dışına çıkarak izleyiciye sürüklenecektir. | TED | وان كنت جالساً لفترة طويلة .. سوف تلاحظ انه يطوف على الصفحة تجاه المشاهد |
| Fakat her bir imge, içinde yaratıcısının niyetine, izleyiciye ve sunulduğu ortama bağlı olarak birden fazla gerçek barındırır. | TED | ولكن هناك حقائق متعددة معلقة على كل صورة، اعتمادا على نية مبتكر ، المشاهد والسياق الذي يقدمه. |
| Kendimi bir Cumhuriyetçi olarak tanımladım çünkü izleyiciye sunduğum haberin yorumunu vermenin doğru olacağını düşündüm. | Open Subtitles | انا فعلت انا عرفت نفسي بأني جمهوري لأن هذا كان عادلا لاعطاء المشاهد التعليق الذي اوصله |