| Denizciğim sen doğdun, baban iki üç sefer İzmir'e getirdi. | Open Subtitles | عندما كنت رضيعا أحضرك أباك إلى أزمير بعض مرات |
| Sabahın körüydü. İzmir'i ilk görüşümdür. | Open Subtitles | كان الوقت مبكراً في الصباح، وأول مرة أرى بها أزمير |
| İlk evvel İzmir'e yerleştik. | Open Subtitles | كانت تلك آخر مرة رأيت بها أرض كريت استقرينا أولاً في أزمير |
| İzmir'deki üssümüzü yeniden değerlendirelim. | Open Subtitles | حسناً, دعني أعيد التفكير بأمر قاعدتنا في (إزمير) مجدداً |
| Avukat bir iş için İzmir'e gitmişti. | Open Subtitles | ذهب إلى (إزمير) في عمل... تفضل، بوسعي مساعدتك |
| "İyi." dedik damatla kalktık gittik İzmir'de daireye. | Open Subtitles | فقلنا لا بأس وذهبنا أنا وزوج ابنتي إلى المكتب في أزمير |
| Rusya'da kış sona erecek torpido ve silah bekleyen gemileri İzmir ve Gelibolu'da demirlemeye devam edecekler. | Open Subtitles | و سينتهى شتاء الروس وهذه السفن ستظل قابعة فى الموانى فى أزمير و جالبولى وستظل منتظرة لأسلحتها الجديدة وانابيب الطوربيدات |
| Yok İzmir'e gittiler. Bahçe ilaçlanacak ya bizim. Ziraat'a diye çıktılar. | Open Subtitles | كلا ذهب إلى أزمير سنعقم حديقتنا |
| Askerlik muayenesine İzmir'e gitti. | Open Subtitles | ذهب لكشفه الطبي للجيش في أزمير. |
| İzmir'de şimdi "Karantina" dedikleri bir yer var ismini bizden sebep almıştır. | Open Subtitles | ثم أنتم تعرفون المكان الذي أسموه "الحجر" في أزمير نحن الذين أسميناه بهذا الاسم |
| Ben İzmir'e gidip geleceğim bir şey almaya. Bilmediğin bir şey olur ise Halil Amca'na seslen, o bakıverir. | Open Subtitles | سأذهب إلى أزمير وسأعود بعد ساعتين |
| İzmir'e gideceğim ben. İş bulacağım, çalışacağım. | Open Subtitles | سأذهب إلى أزمير وسأجد وظيفة |
| Abi buradan İzmir'e otobüs var mıdır? | Open Subtitles | هل هناك حافلات تذهب إلى (أزمير) من هنا ؟ |
| Ben İzmir'den Ege, geliyorum. | Open Subtitles | إأنا من إيجه ، من أزمير |
| İzmir limanına yaklaşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نقترب من ميناء أزمير |
| - Murat İzmir'e taşındı. | Open Subtitles | -انتقل إلى إزمير |