| Güvenlik çemberi dışında bir yürüyüş için teğmenin iznini istiyorum. | Open Subtitles | أطلب الإذن بالسماح لي بالتنـزه خارج المنطقة سيدي |
| Çok tatlı. Her şey için senin iznini istiyorlar. | Open Subtitles | لطيف جداً ، إنهم يأخذون إذنك قبل أن يقومو بأي شيء |
| Yarın ameliyat iznini de alacaksınız. | Open Subtitles | و غداً ستحصل أيضاً على تصريح إجراء العملية |
| 3 yıldır kendimi yiyip bitiriyorum, Frank. Al şu arama iznini bana. | Open Subtitles | هذا كل ما أردته طوال الثلاث سنين، فرانك، أخضر لي مذكرة تفتيش |
| Peggy bana arama iznini getirseydi onu niçin kullanırdım bilmiyorum. Gerçekten. | Open Subtitles | إذا أحضرت بيغي المذكرة لي, لا أعرف إذا كنت سوف أستخدمها. |
| Senin iznini almam şart, şimdi bana o izni ver! | Open Subtitles | قم ببيع المنزل, انا احتاج الى موافقتك فاسمح ببيع هذا المنزل,واعطنى الموافقة |
| - Kim sana benim komutamdaki bölgeye böyle deli gibi bağırarak girme iznini verdi? | Open Subtitles | من أعطاك الإذن لتأتي راكبا عبر قيادتي صارخا كالمجنون؟ |
| Gemime inme iznini kim verdi? | Open Subtitles | من الذي أعطاكم الإذن بالهبوط على سفينتي؟ |
| Bu modası geçmiş bir gelenek. Sadece iznini isteyeceğim. | Open Subtitles | طلب الإذن ما هو إلّا عرف عفا عليه الزمن. |
| Böyle hissettiğin için çok memnunum çünkü artık yasal olduğunu düşününce Kurt'e evlenme teklif etmek için resmen iznini istiyorum. | Open Subtitles | أنا سعيد جداً أنك تشعر بتلك الطريقة، لأنه إفتراضاً أننا نستطيع قانونياً، أردت أن أطلب منك رسمياً إذنك |
| Tamam Emilly, normalde iznini isterdim ama beni duyamıyorsun. | Open Subtitles | حسنا , إيملي , في العادة كنت سأطلب إذنك لكنك لا تسمعينني |
| Sorun istemiyorum! Salonu kullanma iznini al! | Open Subtitles | لا أريد أى مشاكل إحصل على تصريح لإستخدام الصاله |
| Beta düğümündeki grup iznini 577'ye ayarla, ve tüm alt dallar için kendi kendini çağırır şekilde uygula. | Open Subtitles | اعد تصريح المجموعة على القطب بيتا الى 577 واجعلها متشابكة, طوال الشكل الشجرى كله |
| Tamam. Arama iznini hazırlayacağım. | Open Subtitles | حسنـاً , سـأصدر لكم مذكرة التفتيـش ولكن لن يكون هناك قاضى ليوقع عليهـا |
| Yarın arama iznini alacağım, ve şimdide adamlarım orayı izliyorlar. | Open Subtitles | ساحصل على مذكرة غدا انهم يعملون على استخراجها الآن |
| Keşke senden arama iznini istediğimde bana bunları söyleseydin. | Open Subtitles | هذا ما تمنيت أن تقوله عندما طلبت مساعدتك بشأن المذكرة |
| Öylece girip senin iznini almadan insanlarla konuşmak istemedim. | Open Subtitles | لم أرد أن أدخل إلى هنا وأتحدث إلى الناس دون موافقتك |
| Eğer durum en başa dönmüş olsaydı hakkında bir kitap yazmak için iznini alırdım. | Open Subtitles | إن انقلب هذا الموقف رأساً على عقب أريد اذنك لكتابة كتاب عنك |
| Tutkularımıza eriştiğimizde, kendi gözümüzde, açıkça konuşmak için kendimize cesaret veririz ve konuşmak için diğerlerinin iznini de almış oluruz. | TED | فعندما نستفيد من شغفنا نعطي أنفسنا الشجاعة بأعيننا للتحدث، ولكننا نأخذ الأذن من الآخرين كذلك كي نتحدث. |
| İznini sorun. İzin olmadan adam kiralayamaz. | Open Subtitles | اطلبوا رؤية رخصته ، غير مسموح له أن يتعاقد مع عمّال دون الحصول على ترخيص |
| İznini feshetmekten başka çarem yok. | Open Subtitles | ليس لدي أي خيار سوى إلغاء تصريحك |
| İçki kurulundan askıdaki tam pansiyon yetkinin geçici iznini ve meclis incelemesi aldım. | Open Subtitles | حصلتُ لك على موافقة مؤقتة من مجلس الخمور بإنتظار التصريح الكامل واستعراض المجلس. |
| Şu an sorumsuzluk iznini geri al demiştim sana. | Open Subtitles | اخبرتك بسحب الترخيص التحرر من الذنب الغبي هذا |
| Ee iznini nasıl geçireceğine karar verdin mi? | Open Subtitles | إذن هل فكرتى أين ستقضين أجازتك ؟ |
| Sen anjiyoyu ayarlarsın, sen de kan örneği, hastanın hikâyesini ve iznini alırsın. | Open Subtitles | و يمكنكم إحضار عينات الدم تاريخ المريض، و موافقته |
| Mülküme girmek için iznini almam lazım. | Open Subtitles | و انا علي الحصول على اذنه للدخول الى ملكيتي |