| Hey, kısa kes, tamam mı? Jakuzide bir kız beni bekliyor. | Open Subtitles | من الأفضل أن تختصر ثمة فتاة تنتظرني في الجاكوزي |
| Soyle bir bakiverdim. Jakuzide cilgin bir kiz vardi. | Open Subtitles | كنت أعاين و كانت هناك فتاتك تنقلب الى وعل شرس في الجاكوزي |
| Açma kapama düğmesi. Jakuzide aynı şekilde çalışıyor. | Open Subtitles | ،وذات الأمر ينطبق على الجاكوزي زر التشغيل |
| Neyse, omzumu jimnastik salonundaki Jakuzide ıslattım ama hala ağrıyor. | Open Subtitles | لقد جلست فى الحوض الساخن فى النادى الرياضى من اجل كتفى لكنة مازال يؤلم |
| Gerçi bu beni, onu Jakuzide boğmaya çalıştığın kadar korkutmadı. | Open Subtitles | ذلك لم يخفني بقدرما عندما حاولت إغراقه في جاكوزي. |
| Bu yüzden yanına Jakuzide giyecek bir şeyler al. | Open Subtitles | لذا، احزمي ايّا كان ما ترتدينه عندما تكونين في حوض استحمام ساخن |
| Bay Bessette beni ve Bayan Lindbergh'i Jakuzide oynaşırken yakaladı. | Open Subtitles | في حوض الإستحمام الساخن أين كُنت بين الساعة |
| Kaçışta olduğumuzdan bunun Jakuzide içki keyfi için son fırsatım olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | إذا كنت هذه آخر عملية لنا ربما تكون الفرصة الأخيرة لنيل مشروب في الجاكوزي |
| Pekala sen maçını izle ben de penseyle sıcak suyu açmak zorunda kalmadan Jakuzide keyif yapayım. | Open Subtitles | حسنا، شاهد أنت مباراتك بينما أنقع نفسي في حوض الجاكوزي حيث لن أحتاج لفتح المياه الدافئة بأسلاك |
| Eve geri gittiğimizde, bahçe kapısına baktım ve Jakuzide tüttürüyordu. | Open Subtitles | لهذا عندما عدنا الي المنزل نظرت خلال الأبواب الفرنسية وكان يدخنه فى الجاكوزي |
| 12 yaşında ve küçük bir rapçi gibi bir Jakuzide ot içiyor. | Open Subtitles | ذو12 عاما ويدخن الحشيش فى الجاكوزي كأنه مغني راب |
| Şimdi, sen de ilk defa Jakuzide kafayı bulmuştun yoksa şimdiye kadar yaşamış olduğun bir tecrübeyi optimize etmek miydi? | Open Subtitles | الان، هل الجاكوزي المكان الذى تذهبين اليه كي تنشين اول مرة او انه تحسين للخبرة التي لديك فعلاً؟ |
| Jakuzide elektriğe kapılarak ölmüş. | Open Subtitles | كان مقتولاً بالكهرباء في الجاكوزي. |
| Jakuzide boğulma vakaları olağandışı olaylar değil. | Open Subtitles | ليس من النادر الغرق في الجاكوزي |
| Jakuzide bir fıstık vardı. | Open Subtitles | كان هناك فتاة في الجاكوزي ، آه يا رجل |
| Kızlarla Jakuzide alem yapamam. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أضاجع الفتيات في الحوض الساخن |
| Makarnayı soyunma odasındaki Jakuzide kaynattım. | Open Subtitles | قمت بسلق المعكرونة في الحوض الساخن في غرفة التدريب. |
| Olmadı Lois'in Jakuzide kakasını yaptığı ve bir şeyler söylediği bir karikatür çizersin. | Open Subtitles | أو ربما ترسم لويس وهي تفرغ الحوض الساخن وهي فقط تقول... أياً كان |
| Ve küllerimin Jakuzide seks yapan 2 çıplak seksi lezbiyenin üstüne dökülmesini istiyorum. | Open Subtitles | و أن يتم نثر رمادي على سحاقيتين مثيرات جداً و عاريات يمارسن الجنس في جاكوزي |
| Sadece uzay yerine Jakuzide. | Open Subtitles | و لكن بدلاً من وجوده في الفضاء فهو في حوض استحمام ساخن |
| Defalarca kez Jakuzide dikkatli olmasını söyledim. | Open Subtitles | قلت لها مرات عديدة أن تتوخي الحذر في حوض الإستحمام |
| Jakuzide ölü olarak bulundu. | Open Subtitles | وجدت ميتا في حوض استحمام بالماء الساخن وغرفة خلع الملابس. |
| Ben daha çok Jakuzide gece yarısı içkisi tarzında biriyim. | Open Subtitles | لا, أنا من النوع الذي يفضِّل أن أشرب في حوض مياه ساخنة |