| Jane'le Paris'e gidiyorum ve bunu kaldıramıyorsan üzgünüm. | Open Subtitles | اذهب الى باريس مع جاين و انا اسف ان كنت تواجهين صعوبة بذلك |
| Jane'le Paris'e gitmemi umursamıyorsun ama bana Jane'le Paris'e gidemeyeceğimi söylüyorsun. | Open Subtitles | لا يهمك ان اذهب لباريس مع جاين لكنك تخبرينني الا اذهب لباريس مع جاين |
| Jane'le bağlantısı olan başka bir adamın daha kaybolduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | يبدو أنّ هُناك رجل آخر قد فُقد له علاقة مع (جاين). |
| Ama sizin aslında Jane'le konuşuyor olmanız gerekirdi. | Open Subtitles | لَكنَّك... أنتحقاًيَجِبُأَنْ يَكُونُ كَلام مع جين. |
| Jane'le birlikte olduğum zamanlara göre her şey daha güzel. | Open Subtitles | أساسا ، كل شيء هو أفضل مما كانت عليه عندما كنت مع جين ، |
| Ama Jane'le aramızda , çoğu insanın sahip olamayacağı bir şey vardı. | Open Subtitles | لكن جين وأنا كَانَ عِنْدي شيءُ ذلك أكثر الناسِ لا. |
| Sen kardeşimle şarkı söylüyorsun ben de Jane'le. | Open Subtitles | كثنائي مع أختي وأنا سأإني مع جاين |
| Sen Roderick'le şarkı söylüyorsun ben de Jane'le. | Open Subtitles | ستغني مع رودريك وأنا سأغني مع جاين |
| Şu şey Jane'le olan talihsiz olay hakkında bilmeni istiyorum ki benim derdim sadece onunla. | Open Subtitles | بشأن الوضع المؤسف الذي حصل مع (جاين) وأريدكِ أن تعلمي بأنّ خِلافي فقط معه |
| - Jane'le birlikte gidip bakarız. - Sen mali durumunu incele. | Open Subtitles | -سأتحقق مع (جاين) بذلك، دققي أنتِ بأوضاعها المالية |
| Jane'le aran iyi olduğuna göre, benimle de aran iyi demektir. | Open Subtitles | إذا كنتِ جيّدة مع (جاين) فأعتقد أنكِ جيّدة معي |
| Jane'le konuşmayı Johnson kendi istedi. | Open Subtitles | إسمع ، لقد طلب (جونسون) التحدّث مع (جاين) |
| Jane'le bir sorunun mu var tatlım? | Open Subtitles | هل لديك مشكلة مع جاين عزيزتي؟ |
| Hadi ama, Jane'le bir odada biraz sohbet edeyim, harika olacak. | Open Subtitles | (هيا, ضعيني في غرفة مع (جين وسنحظى بمحادثة لطيفة بسيطة, وسيكون الأمر رائعاً |
| Bilemiyorum. İçim rahat değil. Jane'le eskiden çok yakındık ama artık... | Open Subtitles | لا أعلم ولكني لستُ مرتاحة هكذا مع (جين) تعودنا أن نكون مُقربين من بعضنا، والآن... |
| Eskiden Jane'le sürekli sevişirdik. | Open Subtitles | (اعتدت الخروج مع (جين في كل الاوقات |
| Jane'le alışverişe gideceğini söyledin. | Open Subtitles | (قلت أنكِ ذهبت للتسوق مع (جين |
| Merak etme. Jane'le beraber çalışmayı çok seveceksin. | Open Subtitles | لا تقلق ، ستحب العمل (مع (جين |
| Ama Jane'le yakın zaman önce yatmıştık. Ama Jane'le yakın zaman önce yatmıştık. | Open Subtitles | لكن يَستمعُ، أنا uh، جين وأنا مارسَ الجنس مؤخراً. |
| Jane'le aşkımız masal gibiydi. | Open Subtitles | جين وأنا كَانَ عِنْدي حبُّ ملحميُ. |
| Jane'le ilişkimize "Halley kuyruklu yıldızı gibi az görülür" derdik. | Open Subtitles | جين وأنا كُنْتُ أَقُولُ بأنّنا كُنّا ك... نحن كُنّا كنادرون كمذنب هالي. |