| - Neil. June'un müzik öğretmenliği yaptığı yerde öğretmenlik yapıyor. | Open Subtitles | انه يدرس في نفس المدرسة التي تدرس فيها جون الموسيقى |
| June Appleby ve Troy Wertsler, sinema dışına park ettikleri arabalarında vurulmuşlar. | Open Subtitles | جون أبليبي و تروي ويرتسلر اطلق النار عليهم في مرآب خارج السينما |
| June, eğer bu senin için bu kadar önemliyse, konuş onunla. | Open Subtitles | جون , اذا كان بهذه الاهمية لديكي تكلمي معه عن الامر |
| - June'u da düşünmeliyiz. | Open Subtitles | إذا كان هو السيئ، فهو لا يبدو مختلفاً عن أيّ شخص آخر خدعناه. وهناك جوون لنفكير بشأنها. |
| June Cogan'ın, James Cogan adında bir oğlu var. Neredeler? | Open Subtitles | جون كوغان لديها ابن اسمه جيمس, أين هم الآن ؟ |
| June, o kızlarla öykünün sıkıcılığını ifade etmek için öpüşmüştüm. | Open Subtitles | جون لقد قبلت هاتين الفتاتين لتوضيح كم كانت قصتكِ مملة |
| Ayrıca TED arkadaşlarıma da şükran ve saygılarımı sunmak istiyorum... ...June Arunga, James Shikwati, Andrew ve diğer TED arkadaşlarıma. | TED | كما أود أن أعبر عن تقديري و احترامي لمنتسبي TED -- جون أرونغا, جيمس شيكواتي, اندرو و باقي منتسبي TED |
| --- Peter Gariel: Bu gün. June Cohen: Bu gün. İlk defa bahsediyorsunuz. | TED | جون:اليوم. هل هذه أول مرة تتحدثون عن هذا الأمر. |
| June Cohen: Peki, daha sonra bakabileceğimiz bir web adresiniz var mı? | TED | جون: جميل، هل لديكم موقع إلكتروني يمكننا تصفحه؟ |
| June Marie için bir Sizzler. Dinleyin! | Open Subtitles | وذات الغلاف الأزرق لـ جون ماري ..و الآن أنصتوا |
| Peki June senin söylediklerin ile ilgilendi mi? | Open Subtitles | وهل كان جون مهتما بشأن ما توجب عليك قوله؟ |
| June, sanırım bu davranışın kocanın kendisini görünmez hissetmesine neden oluyor. | Open Subtitles | حسناً جون ' أنا أعتقد نقص إهتمامك , تجعل زوجك يشعر و كأنه غير موجود |
| June kötürümdür. Babamın açık fikirliliği sayesinde burada oturuyorlar. | Open Subtitles | جون مصابة بالشلل،أنهم عائشون هنا كرمز من أبي المتسامح. |
| Olivia işteyken, kimsenin June'u tuvalete götürmesine ihtiyacı yoktu. | Open Subtitles | أوليفيا لم تكن تحتاح أيّ أحد لكي يساعد جون للذهاب إلى المرحاضِ بينما هي كَانتْ في العمل، |
| Grace, tam June'un yeni kirlettiği yatağı değiştiriyordu ki birden boşa vakit harcadığına dair kötü bir his kapladı içini. | Open Subtitles | غرايس فقط بَدأتْ بالسريرِ،حيث لوثته جون مرة أخرى، عندما شعور مُزعِج مِنْ إهْدار وقتِها عن غير إرادتها. |
| * Hayır, burada olmaz. Bu kadar çabuk beklemiyordum. - June, konuşmamız lazım. | Open Subtitles | ـ لستُ مصدقة أنكِ وجدتيني ـ ـ أريد التحدث معكِ يا جون |
| - Bay Etsen, ben June McAllister, sizi ben savunacağım. | Open Subtitles | مستر إيستن .. أنا جون ماكلسيتر .. أنا المسئولة عن قضيتك |
| Matine ve suarede Jerry Lee Lewis, June Carter ve Carl Perkins'le birlikte. | Open Subtitles | العروض الصباحية و المسائية (مع (جيري لي لويس (جوون كارتر) و (كارل بيركينز) |
| June'un bu kadar karmaşık bir şeyi yapabileceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد حقا جوين سوف تصل لشيء مثل هذا التعقيد؟ |
| June'u davet ettim. | Open Subtitles | بالمناسبه طلبت من جين المجئ أرجوا ان لا يضايقكى ذلك |
| - Gelin June olacağım. | Open Subtitles | ــ سأكون عروس بحلول شهر يونيو ــ إنه وحش |
| Cesedi bulduklarını öğrenir öğrenmez June ve ben baraja koştuk. | Open Subtitles | فور إبلاغنا عن عثورهم علي الجثة جاء معي جورجي و جونس |
| June Gurwitch'i arıyoruz. June Burdett olarak da biliniyor. | Open Subtitles | نحن نبحث عن يونيو/حزيران جورويتش، معروف كذلك بيونيو/حزيران بورديت. |
| (Alkış) June Cohen: Yani bu ilaçlar şu anda - | TED | (تصفيق) جيون كوهين: إذن تلك العقاقير ليست |
| Bunu yaparsam, masanın üzerinden June'a doğrulttuğum silahtan elimi çekmek gerekir. | Open Subtitles | لفعل ذلك , علي رفع يدي عن السلاح الذي وجهته على (جوّن) على الطاولة |
| Teddy'le ilişkim var, June'da çirkin bir şekilde ağlamak üzere. | Open Subtitles | انا اقيم علاقة مع تيدي , وجون على وشك البكاء |
| Wilf, Netty'yi aradı, o da June'u. | Open Subtitles | لأن ويلف إتصل بنيتي والتي إتصلت بجون التي أختها تعيش عكس بريدفيل |
| Yapma, June! Gel de bizimle beraber bir bira iç. | Open Subtitles | (هيا يا (جووني اشربي كأس بيرة معنا |