| O karanlık maddenin ilk haritasını oluşturmak için evrenin küçük bir köşesini inanılmaz detaylarda araştırıyor. | Open Subtitles | تحيط كل مجرة في الكون هو يستكشف ركن صغير جدا من الكون بتفاصيله المدهشة |
| Daha ay bitmeden takvimin köşesini kim yırtar ki? | Open Subtitles | من يقوم بتمزيق ركن ورقة التقويم قبل أن ينتهي الشهر ؟ |
| Daha önce gördüğünüz, istasyondaki otoparkın köşesini aldık ve herkesin paylaşması ve ürün toplaması için sebze yatakları yaptık. | TED | أخذنا زاوية من مواقف السيارات في المحطة الذي رأيتموه، و زرعنا العديد من الخضروات للجميع ليتشاركوا ويقطفوا من صنيعهم. |
| Eğer benden ülkemizin haritasını çizmemi istesen hiçbir kuytu köşesini atlamam. | Open Subtitles | إذا طلبت مني رسم خريطة لبلادنا، سأكون قادر على رسم كل زاوية وركن. |
| Frasier, bugün Derek Mann'ın köşesini okudun mu? | Open Subtitles | فريزر؟ هل قرات عمود ديريك مان لقد ذكرك فيه |
| Bak, sadece kuzeninin köşesini korumaya çalışıyorum. | Open Subtitles | إنظري ، لقد كنت فقط أحاول أن أحمي عمود قريبتك ، أتعلمين ؟ |
| Buradan kasabanın her köşesini gözetleyip katılımcıların davranışlarını inceleriz. | Open Subtitles | من هنا يمكننا مراقبة كل شبر من المدينة ويمكننا تقديم اختبارات |
| Zihninin en karanlık köşesini aydınlatmak için zihninin parlayan ışığını kullan böylece belki, senden ve hatta kendinden, delicesine sakladığı şeyi bulabilirsin. | Open Subtitles | قم بتسليط ضوء تعاطفك على زوايا عقله المظلمة وربما وقتها ستجد ما الذي يجعله.. بحاجة ماسة للبقاء مختبئاً منك، ومن نفسه |
| O binanın her karışını biliyorum. Bütün odalarını, her köşesini. | Open Subtitles | إنني أعرف كل شبر من ذلك المبنى كل غرفة وكل ركن. |
| Git, evin en ücra köşesini bul, oraya koy. | Open Subtitles | ابحث عن أبعد ركن فى المنزل وضعها هناك. |
| Şerif, bu çiftliğin her köşesini arayın. | Open Subtitles | أيها المأمور، فتش كل ركن بالمزرعة |
| Bazı insanlar, sayfanın köşesini kıvırırlar, bazıları da ayıraç koyarlar. | Open Subtitles | البعض يطوي زاوية الصفحة والبعض يستعمل شريط تعليم الصفحة |
| Ve belki de en önemlisi ağzın köşesini ve üst dudağı kaldırıp gülümseme yaratabilecek. | Open Subtitles | أنها سترفع زاوية الفم و الشفة العليا لتحاكي ابتسامة |
| Belki de köşesini güvensiz hissetti. | Open Subtitles | ربما لم يكن يشعر بالأمان في زاوية الملاكمة |
| Times'daki "Şehrin Mann'ı" köşesini yazıyor. Yazacak neler neler buluyor. | Open Subtitles | هو الذي يكتب عمود رجل ومدينة وكتاباته |
| Maya, hayatım, anladığıma göre bu ayın ilişki köşesini yazıyorsun. | Open Subtitles | Maya، عزيز، أَفْهمُ أنت تَكْتبُ هذا الشهرِ عمود علاقةِ. |
| Fal köşesini yazanlarla bahse girmem. | Open Subtitles | لا أراهن مع من تكتب عمود الابراج |
| - O bit torbasının her köşesini taradık. | Open Subtitles | لقد قمنا بتمشيط كل شبر من هذا الفندق الحثاله |
| Zihninin en karanlık köşesini aydınlatmak için zihninin parlayan ışığını kullan böylece belki, senden ve hatta kendinden, delicesine sakladığı şeyi bulabilirsin. | Open Subtitles | سلط ضوء تعاطفك على زوايا عقله المظلمة وربما وقتها ستجد ما الذي يجعله بحاجة ماسة للبقاء مختبئاً منك.. ومن نفسه.. |
| Söylenene göre, bir lider ruhunun her köşesini tanımalıymış. | Open Subtitles | لقد قالوا أن القائد يجب أن يعرف جميع زوايا روحه |
| Bu dağın her köşesini, her sırrını bilen bir esir. | Open Subtitles | سجينٌ يعلمُ كل بوصةٍ من هذا الجبل كـل إجراءٍ أمني. |