| Ayak izleri bırakıyor, tanıkları korkutuyordu ama sadece sıradan bir köpekti. | Open Subtitles | مخلفاً آثار اقدام، ويخيف الشهود لكن لاشيء أكثر من كلب عاديء |
| Köpek aslında ötenazide şimdi, fakat üzerinde bir süre çalıştığım bu köpekti. | TED | الكلب حاليا ميت، لكن هذا كلب عملت معه لفترة. |
| "Sadece bir köpekti ve onu benden fazla sevmemen gerekiyordu." | Open Subtitles | لكنه ليس كذلك للأسف انه مجرد كلب ولا يجب عليك أن تحبه أكثر مني |
| Fakat çok kibar bir köpekti ve kedinin her zaman kendi yerine uyumasına izin verirdi. | TED | وكلنه على ما يبدو كان كلباً لطيفاً جداً فقد كان يدع دوما القطة في المنزل تنام في فراشه |
| Uzun ipeksi tüyleri olan küçük kara bir köpekti küçük hokka burnunun iki tarafında umutla kırptığı küçük gözleri olan." | Open Subtitles | لقد كان كلباً أسوداً صغيراً بشعر ناعم طويل و أعين سوداء صغيرة متلألئة بمرح على كلاً من جانبي أنفه المضحك الصغير |
| Yıllar önce kovmalıydım, ama kurtarılmış bir köpekti, yüreğim el vermedi. | Open Subtitles | لكنها كلبة تم انقاذها، ولم أقوَ على ذلك |
| Tıp fakültesindeki ilk hastam, bir köpekti. | Open Subtitles | عندما كنت في المدرسة الطبيه, أول مريض لدي كان كلبا |
| -Babanız uzun süre içinde saklamış. -Çok iyi bir köpekti! | Open Subtitles | والدكم تمالك نفسه فترة طويلة لقد كان أفضل كلب |
| -Babanız uzun süre içinde saklamış. -Çok iyi bir köpekti! | Open Subtitles | والدكم تمالك نفسه فترة طويلة لقد كان أفضل كلب |
| O bir apartman sakini değildi, Efendim. Bir köpekti ve ölmek üzereydi. | Open Subtitles | هذا لم يكن ساكن يا سيدي هذا كان كلب, وكان على وشك الموت |
| Bir çocuğun sahip olabileceği en iyi köpekti. | Open Subtitles | وصديقُ عظيم. أفضل كلب قد يحظى به أي غُلام. |
| Evet, o lanet bir köpekti ama bu bir insan. Çıkaralım onu oradan. | Open Subtitles | نعم، كان ذلك كلب لعين هذا شخص، أخرجها من هناك |
| Herhalde büyük bir köpekti. | Open Subtitles | كلب كبير لربّما من المحتمل الذي رأت. |
| Hollywood'da saklamadan eşcinsel olan ilk köpekti. | Open Subtitles | كان أول كلب مثلي منفتح في هوليوود |
| - Siktir. - Bir köpekti, değil mi? | Open Subtitles | اللعنة كان كلباً ، اليس كذلك ؟ |
| Çok uslu bir köpekti. Arkadaşlığı bana keyif verdi. | Open Subtitles | كان كلباً مطيع واستمتعتُ بصحبته |
| Uslu bir köpekti. Beraberliğimizden zevk duydum. | Open Subtitles | كان كلباً مطيع واستمتعتُ بصحبته |
| Sadece o yavru hayvan...bir köpekti. | Open Subtitles | عدا أن الجرو كان كلباً |
| Belkide, Tip-A ve sinirli bir köpekti. | Open Subtitles | في الواقع كانت كلبة من النوع المتوتر |
| Büyüktü, kıllıydı ve bir köpekti tamam mı? | Open Subtitles | لقد كان ضخما ومشعر وقد كان كلبا حسنا؟ |
| O iyi bir köpekti. Onu bu işten uzak tut. | Open Subtitles | لقد كان كلبًا جيدًا، حسناً، لا تقحمه في هذه المسألة |
| Sürekli işaretleri kaçırarak plan ardına plan çekmeyi gerektiren Monroe değil, köpekti. | Open Subtitles | كان الكلب و ليس مونرو من نسي ما عليه مرارا و تحتم إعادة التصوير مرات عدة |