| Sizlere beş tane kendine has sorun sunacağım. köprüdeki kadınlar bir başlangıçtı. | Open Subtitles | وأنا لدي خمس مشاكل والمرأتين اللتين وجدتموهن على الجسر كانوا مجرد بداية |
| İlk defa, bu köprüdeki en yüksek su çizgisinin geçildiğini gördüm. | Open Subtitles | بالفعل, لقد تجاوز منسوبهُ أساسات الجسر ولم أشهد ذلك من قبل |
| O köprüdeki ben olsaydım öz abin şu anda ölmüş olacaktı. | Open Subtitles | إذا كنتُ هناك على ذلك الجسر كان أخوك ليكون ميتاً الأن |
| Artık bir tetikçi değilse köprüdeki o adamı neden öldürdü? | Open Subtitles | إذا لم يعدّ قاتلا فلماذا قتل الرجل على الجسر ؟ |
| köprüdeki üzgün bir kızın kolay bir hedef olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | أنك تعتقد أن فتاة حزينة على الجسر هى هدف سهل |
| Önemli olan köprüdeki üzgün, büyük gözlü kız. | Open Subtitles | علقت هناك بسبب فتاة على الجسر ذات عيون حزينة |
| Sen köprüdeki kızı kurtarmaya çalıştın. | Open Subtitles | كما حاولت أنت إنقاذ تلك الفتاة التي بجوار الجسر |
| Sen köprüdeki kızı kurtarmaya çalıştın. | Open Subtitles | كما حاولت أنت إنقاذ تلك الفتاة التي بجوار الجسر |
| Özellikle köprüdeki o insanları kurtarman çok hoşuma gitti. | Open Subtitles | ،لقد أحببت بالتحديد كيف أنقذت أولئك الناس على الجسر |
| köprüdeki tetikçiler, polislermiş. | Open Subtitles | لدي تدبير آخر الرجال على الجسر كانوا شرطه |
| köprüdeki olayla hiçbir ilgisi olmadığını söyledi. | Open Subtitles | قالت انه لم يكن لها يد بما حدث على الجسر |
| Buldum. köprüdeki ilk olaydan bir gün önce kesilmiş. | Open Subtitles | هاهي, هذه بطاقة الموقف في اليوم الذي يسبق بدء قضية الجسر |
| köprüdeki kadınlar bir başlangıçtı. | Open Subtitles | والمرأتين اللتين وجدتموهن على الجسر كانوا مجرد البداية |
| Birinin Danimarka radyosunda köprüdeki cinayetleri üstlendiğini duydun mu? - Duydum. | Open Subtitles | رجل الجسر إتصل بالراديو الدنماركي وإعترف بالجريمة |
| Yaşanan dram nedeniyle kusura bakmayın. köprüdeki kadınlar bir başlangıçtı. | Open Subtitles | والمرأتين اللتين وجدتموهن على الجسر كانوا مجرد البداية |
| köprüdeki kameralar servis dışı. | Open Subtitles | الكاميرات على الجسر قد كانت خارج الخدمة. |
| köprüdeki küçük kız nasıl oldu, durumu iyi mi? | Open Subtitles | إذاّ , هل الفتاة الصغيرة التي أنقذناها من الجسر بخير؟ |
| köprüdeki intihar yardım hattı telefonları çalışmıyor. | Open Subtitles | وهواتف الخطوط الساخنه لــ الانتحار على الجسر معطلة |
| Belki köprüdeki bomba onları temelli korkutmuştur. | Open Subtitles | ربّما أرعبتهم القنبلة على الجسر و لن يعودوا للأبد |
| köprüdeki elektrik kesilmesi konusunda da elimizde bir şey yok. | Open Subtitles | لازلنا لا نعلم بشأن الإنقطاع الكهربائي في الجسر |
| Güç röleleri köprüdeki bir etkinleştirme matrisine bağlanıyor. | Open Subtitles | إنّ طاقتها المتناوبة تقود إلى مصفوفة تفعيل على برج القيادة. -إنها سلاح . |