| Uzaydayken, parlak, beyaz, kör edici bir ışık gördük. | Open Subtitles | عندما كنا بالفضاء ، رأينا شيء لامع أبيض يعمي النظر من شدته |
| Ben kör edici bir seks ışığıyım. | Open Subtitles | أنا النور الأبيض القوي الذي يعمي الأبصار |
| kör edici mavi-beyaz bir ışıktı. | Open Subtitles | هو كان يعمي الضوء الأزرق الأبيض. |
| kör edici bir basagrim var. | Open Subtitles | إنّي مصاب بصداع مُزمن. |
| kör edici bir başağrım var. | Open Subtitles | إنّي مصاب بصداع مُزمن. |
| Beyaz cüce bu noktada, tüm kütlenin kör edici bir ışıkla infilak ettiği yıkıcı bir patlamaya maruz kalır. | Open Subtitles | عند هذه المرحلة القزم الأبيض سوف يخضع لإنفجار كارثي حيث سيحدث كل شئ في لمحة بصر |
| Çünkü kör edici bir güzelliğin var. | Open Subtitles | لأنك جميلة إلى درجة العمى. |
| Beyaz, parlak, kör edici bir ışık görüyorum. | Open Subtitles | أنا أرى نور باهر أبيض يعمي الأبصار |
| Beyaz, parlak, kör edici bir ışık görüyorum. | Open Subtitles | أرى ضوء أبيض يعمي الأبصار |
| Tüm o kütle birdenbire kör edici bir ışıkla infilak ediyor. | Open Subtitles | كل شىء يذهب فى لمحة بصر |
| Çünkü kör edici bir güzelliğin var. | Open Subtitles | لأنك جميلة إلى درجة العمى. |