| "Aşkın gözü kördür" derdim ama, ikimiz de bunun yalan olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | حسنا, كنت لأقول الحب أعمى لكن كلانا نعرف أن ذلك غير صحيح |
| Yolda yürürken önündeki çukuru göremeyecek kadar kördür. | Open Subtitles | أنه أعمى بما يكفى لكى يجد طريقه إلى أقرب حفرة قطران |
| Burada da Jack McKay oturur. McKay kördür. Bütün kasaba bunu bilir. | Open Subtitles | وهنالك جاك مكاي الآن،جاك مكاي أعمى والبلدة بأكملها تعلم هذا. |
| Adalet kördür, sevgili müfettişim. | Open Subtitles | ماذا سيحدث ؟ اٍن العدالة عمياء أيها المفتش العزيز |
| Bu mahkemede adalet kördür ırk, din, renk, cinsel eğilim önemli değildir. | Open Subtitles | في هذه المحكمةِ ، عدالة عمياء بأمور الجنس ، المذهب ، اللون والتوجّه الجنسي |
| Bu ülkede her şey değişiyor Vince. Bunu görmeyen kördür. | Open Subtitles | الأمور تتغير فى هذا البلد ومن لا يرى ذلك, فهو اعمى |
| O bitirirken, biz devam ediyoruz, çünkü Mitch gerçek aşkın gözü kördür demeye çalışıyor. | Open Subtitles | يَتوقّفُ هناك ,ويَستمرُّ هنا لأنى أعتقد ما يُحاولُ ميتش قَوله .بأنّ الحبِّ الحقيقيِ أعمى |
| Ama aşkın gözü kördür ve aşıklar içine düştükleri komik durumları bir türlü göremezler. | Open Subtitles | لكن الحبّ أعمى ولايدرك المحبون حماقاتهم اللطيفة التي يرتكبونها |
| Aşkın gözü kördür derler ama kulakları sağlam. | Open Subtitles | يقولون أن الحب أعمى, لكنه يستطيع أن يسمع. |
| Çünkü ne derler bilirsiniz, gerçek aşk kördür. | Open Subtitles | لأنك تعرف ما يقولون، الحب الحقيقي هو أعمى. |
| Tamamen kördür ama zaten yer altında görülecek bir şey de yoktur. | Open Subtitles | إنَّهُ أعمى تماماً لكن ليسَ هُناك ما يستدعي .الرؤية تحت الأرض على أي حال |
| Bazıları kördür. | Open Subtitles | بعضهم أعمى , والأخرين لديهم عاهات .. |
| Aşk kördür derler ama kıskançlık, gözüken o ki Monako'ya kadar açık bir görüş imkânı sağlar. | Open Subtitles | يقولون : بأن الحب أعمى , لكن الغيره , على ما يبدو , |
| - Aşkın gözü kördür. - Hayır, hayır, hayır daha da kötü. | Open Subtitles | الحب أعمى - لا, لا, لا, بل أسوأ من ذلك - |
| Buradaki ironi şudur ki, ormandaki en başarılı saklambaç oyuncusu neredeyse tamamen kördür. | Open Subtitles | المفارقة هي أن اللاعب الأنجح في لعبة البحث و الاختباء" في الغابة أعمى تقريبًا" |
| Küçük gözleri vardır ama neredeyse tamamen kördür. | Open Subtitles | لديها عيون صغيره لكنها عمياء تماما تقريبا |
| Bir yarasa kadar kördür. Üstüne üstlük bir de hastalıktan yeni kalktık. | Open Subtitles | إنها عمياء كالخفاش ونحن لا زلنا نتعافى بحق السماء. |
| Kısmi kördür ve bazen çorbamda saçlarını bulurum. | Open Subtitles | إنها عمياء نوعاً ما وأحياناً أجد شعرها في الحساء |
| Casti geleneğinde nişanlısı törenin sonunda gözlerini açana dek gelin kördür. | Open Subtitles | في عادات الكاستيفانيين العروسة تبقى عمياء حتى يفتح لها عريسها عينيها في نهاية الحفل. |
| Wilddeoren, tamamen kördür. Sadece koklayarak avlanır. | Open Subtitles | الـ "ويلدرون" عمياء تماماً أنهم يتصيدون بحاسة الشم |
| Oh! Aşk kördür. | Open Subtitles | أوه ، الحب اعمى |