| Özellikle Körler üzerinde uzmanlaşmış bir Amerikan acentesi bulduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت أنها وجدت منظمة أمريكية. متخصصة في في الطلاب المكفوفين. |
| İşte yürüyemeyenler arkalarında Körler ekibi. | Open Subtitles | هاهم المعاقين حركياً يتبعهم فريق المكفوفين |
| Körler krallığında tek gözü gören benim. | Open Subtitles | حبيبتي, أنا الأصلية صاحبة العين الواحدة الناضجة في مملكة العميان |
| "Körler diyarında tek gözlü adam kraldır." | Open Subtitles | في أرض العميان ان الرجل ذو العين الواحدة ملك |
| Meydan okuyan beklentiler, Körler, berbat tarzını devam ettirir. | Open Subtitles | تحدّياً للتوقعات، فلازال الأعمى يحتفظ بحسّ التأنّق. |
| Evet, Paskalya haftasında Körler Derneği yararına olacak. | Open Subtitles | أقمناه فى أسبوع عيد الفصح, لكى يعود ريعه للعميان. |
| İki ağabeyimden birisine ders kitaplarımı bana okumalarını talep etmek zorundaydım, ve kendi kitaplarım için Körler alfabesini (Braille) yaratmak zorunda kaldım. | TED | لذلك كان يتوجب على الطلب من أحد إخوتي الإثنين قراءة الكتب، كما توجب على عمل كتبي الخاصة بلغة برايل. |
| Orada, Athlone Körler Okulu öğrencileri üzerinde etki bırakmak için, selenleme teknikleri ve inceleme metotları üzerine çalışıyoruz. | TED | نحن نعمل هناك على تقنيات الصوتنة وطرق التحليل للتأثير على طلاب مدرسة أثلون للمكفوفين. |
| Körler okulundaki o öğretmenler, benim öğretemeyeceğim şeyleri öğretebilirler sana. | Open Subtitles | المدرسون في مدرسة المكفوفين هذه ، يستطيعون تعليمك أشياء لا أستطيع أنا فعلها |
| Körler okulunda okurken bakmam için küçük bir söğüt fidanı vermişlerdi. | Open Subtitles | عندما كنت في مدرسة المكفوفين أعطونى صفصافة صغيرة لأرعاها |
| Körler okulundaki çocuklara bugün fidan diktirdim. | Open Subtitles | لقد زرعت نبتات للأطفال فى مدرسة المكفوفين |
| Dolapçılar ve Körler neden sendika kursunlar ki hem? | Open Subtitles | لماذا يقوم عمال الخزائن و الأشخاص المكفوفين بعمل إتحاد مع بعضهم ؟ |
| Körler odasında bir sorun var. Unutmuşsunuz herhalde, yeterli yemeğimiz yok. | Open Subtitles | لدينا حالة هنا في عنبر العميان ويبدو أنكم لا تعلمون بها، لا يوجد لدينا طعام كافي |
| Tamamen karanlık bir dünyada, gören gözler kör olur ama Körler görebilir. | Open Subtitles | في عالم من الظلام الدامس الناس ...لا يستطيعون الرؤية لكن العميان يستطيعون... |
| Evet, spermlerim kusurlu ama Körler ülkesinde tek gözlü adam kral olurmuş. | Open Subtitles | نعم، لدي سائل منوي معطل و لكن بجزيرة العميان الأعور ملك |
| Körler ülkesinde tek gözlü adam kraldır derler. | Open Subtitles | انهم يقولون فى ارض العميان الرجل ذو العين الواحدة ملك |
| Sırtında, okuyabilmesi için körün vardı Körler alfabesi. | Open Subtitles | و على ظهرها، من أجل الأعمى كانت نفس المعلومة بلغة برايل |
| Bence kesinlikle Körler için de birşey vardır. | Open Subtitles | أنا واثقة من مؤهلات الأعمى أيضاً |
| Ay hakkında bir denizci şarkısı yarasalar hakkında Körler için yazılmış kitaplar ve içlerinde saklanmış silahlar. | Open Subtitles | إغنية البحارة بشأن القمر. كتب عن الوطاويط مكتوبة للعميان تخفي داخلها أسلحة مميتة. |
| Amber Körler alfabesinde o kadar iyi değildi. | Open Subtitles | .؟ . كان العنبر يست جيدة جدا في طريقة برايل |
| Yolda kalanlara yardım eden bir rehber sözlü tarihçi Körler için okutman sağırlar için anlatıcı ve kısaların, uzunluğu oldu. | Open Subtitles | بالعمل كمسؤولة عبور , متحدثة تاريخية قارئة للمكفوفين مستمعة للصم , وواصلة للأقزام |
| Bu bizim Körler okulunda yaptığımız bir şey. | Open Subtitles | هذا شيءُ نحن نَعمَلُ في المدرسةِ للستارةِ. هو يُدْعَى تمرين تعاطفِ. |
| Şey tamamıyla Körler. Anlaşılan avlanmak için sesi kullanıyorlar. Tıpkı yarasalar gibi. | Open Subtitles | إنهم عميان تماماً ، يميزون مكان وجودنا من خلال الصوت كالوطواط |
| Körler genelde bunu yapar, değil mi? | Open Subtitles | إن الضريرين يفعلون ذلك أليس كذلك ؟ |
| Montu çantama takıldı ve düğmesinin koptuğunu hissettim, bunu bulamazlarsa, Körler demektir. | Open Subtitles | -معطفها، مزّق حقيبتي وشعرت بصوت الأزرار تقع لا بد أنهم أعمياء كي لا يعثرون عليه |
| Körler böyle şeylere karşı hassas olurlar. | Open Subtitles | الرجال العمي حسّاسون بتلك المسائل |