| Önemli değil, kötü bir kelime değil. | Open Subtitles | فالأمر عادي. إنها ليست كلمة قذرة. |
| Burada o kötü bir kelime değil, dedektif. | Open Subtitles | ،هذه ليست كلمة قذرة هنا .أيّها المُحقق |
| Vajinanı anlatan çok kötü bir kelime. | Open Subtitles | إنها كلمة سيئة جداً تطلق على مهبلك |
| Çok kötü bir kelime. | Open Subtitles | إنها كلمة سيئة للغاية |
| Birçok kişi "İslam" kelimesinin kötü bir kelime olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | يدعى البعض انه خلال الاسبوع الماضى اصبحت كلمة مسلم كلمة بذيئة |
| Çok kötü bir kelime esprisi yaptigin yere mi geldik? | Open Subtitles | أهذا هو الجزء من الفيلم الذي تقول فيه شيءُ سيء بحق؟ |
| Baskı kötü bir kelime. | Open Subtitles | الإضطهاد هي كلمة قذرة |
| Enerji kelimesinin kötü bir kelime olduğu zamanlar olmuştu. | Open Subtitles | كان هناك وقت أن "الطاقة" كان كلمة قذرة. |
| "Paralı asker" kötü bir kelime. | Open Subtitles | والمرتزقة كلمة قذرة |
| Sekreter mi? Natalie sekreterin kötü bir kelime olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | -وزير، ربّاه، (ناتالي) تظنّ أن وزير كلمة قذرة . |
| Uluslararası dememeliydim. Bu kötü bir kelime, pis bir kelime. | Open Subtitles | لا يجب أن نقول كلمة (دولي) كلمة قذرة، كلمة بذيئة |
| Anne kötü bir kelime söyledi. Sıçacağım şimdi Michael. | Open Subtitles | ماما قالت كلمة بذيئة |
| Çok kötü bir kelime esprisi yaptığın yere mi geldik? | Open Subtitles | أهذا هو الجزء من الفيلم الذي تقول فيه شيءُ سيء بحق؟ |