"kötüye gidecek" - Translation from Turkish to Arabic

• سوءاً
• سوءًا
• سيسوء
• سوءا
• ساء
• سوفَ تسوء
• ستسوأ أكثر

Dışarıda ne kadar kalırsan işler o kadar kötüye gidecek.
كلّما طال ابتعادك، كلّما ازداد الأمر سوءاً

Ve söylemekte ne kadar gecikirsen, o kadar kötüye gidecek.
وكلمـا إنتظرت مطولاً لإخباره، كلمـا زاد الأمر سوءاً.

Bunun sebebi daha da kötüye gidecek olması.
السبب هو أنه على وشك أن يزداد الأمر سوءًا.

Ama senin halkinla benim halkimin iliskileri daha kötüye gidecek.
لكنّه كما تعلمين سيزيد الأمور سوءًا بينك قومك وقومي.

Gerçekten yapardım, çünkü biliyorum ki her şey daha da kötüye gidecek.
لأني أعلم أن الوضع سيسوء و حسب

Sence benim için ne kadar kötüye gidecek?
كيف سيسوء الأمــر معـي فى رأيك؟

Ve daha da kötüye gidecek çünkü hastalık daha fazla yayılacak.
والأمر يزداد سوءا بسبب السفر يصبح أكثر سهولة.

Büro bu iş kötüye gidecek olursa, tüm riskleri alıyor.
يتحمل المكتب كافة المخاطر إن ساء الوضع

Korkarım Bunu yapmaya devam edersen durumun dahada kötüye gidecek.
أخشى أنه إذا واصلتِ الضغط عليه بهذة الطريقة ستجعل الأمور أكثر سوءاً

Bu doğru, eğer beklersek, olay daha da kötüye gidecek.
صحيح إنه لو انتظرنا سيزداد الوضع سوءاً

Yani daha da kötüye gidecek.
ستزداد الحالة سوءاً إذاً صحيح؟

Kendin de söyledin. Bunu yaparsan her şey daha kötüye gidecek.
قلتها بلسانك، إن فعلت هذا، فلن تزيد الأمر إلّا سوءًا.

Geçici bir şey bulabilirsin elbet ama ona olan ihtiyacı her gün daha da kötüye gidecek. Kız kardeşinin ailesine ihtiyacı var.
لكن الشره سيزيد سوءًا على سوئه، وأختك بحاجة لأسرتها.

Yani işler daha kötüye gidecek.
ستزداد الأوضاع سوءًا إذًا

Temizlik yapıyor. Bu iş sona ermeden önce daha da kötüye gidecek.
هنا سيسوء الأمر ,لا أعرف إن تحسن الوضع

Bu iş ya çok daha iyiye ya da çok daha kötüye gidecek.
سيسوء الأمر كثيراً، قبل أن يتحسن

Beklersem, daha kötüye gidecek.
اذا انتظرت سيسوء الامر اكثر بمليون مرة

Sonra gittiler çünkü şunu fark ettiğini sanıyorum bu muhabbet gittikçe kötüye gidecek.
ثم غادرت, لأنها علمت أن الموضوع سيزداد سوءا

Binlerce mil uzakta ıssız bir yerdeyiz adamım, ve iyi olacağına daha da kötüye gidecek!
نحن نبعد الاف الاميال - عن لا شيئ , يا رجل كما انها ستتحول الى جحيم ! اكثر سوءا قبل ان تتحسن

Çünkü kalırsan işler daha kötüye gidecek.
ولكنك لو بقيت هنا، ستزداد الأمور سوءا

Evet, Bagwell de bize karşı nefes aldıkça daha da kötüye gidecek.
(أجل ، وقد ساء الأمر اكثر بقيام (باغويل بخيانتنا وطعننا بظهورنا

İşler iyiye gitmeden çok daha kötüye gidecek.
الأمور سوفَ تسوء قبلَ أن تتحسن

İşler iyiye gitmeden önce kötüye gidecek.
الأمور ستسوأ أكثر قبل أن تتحسن