| Ne kadar iyi bir film olduğu dert değil, asla küçük bir çocuğun hayal gücüyle kıyaslanamaz. | Open Subtitles | مهما كانت روعة الفيلم ، فهي لا تقارن بمخيّلة ولد صغير |
| Onlar meteor yağmurunda yaşadığı şoktan kurtulmaya çalışan küçük bir çocuğun uydurdukları. | Open Subtitles | هذه مجرد ذكريات ولد صغير مصدوم يحاول تجاوز صدمة سقوط نيزكي |
| küçük bir çocuğun, kardeşini küçük parçalara ayırmasına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع ان اصدق ان ولد صغير يقطّع أخته إلى قطع |
| Ben güzeller güzeli, muhteşem azıcık kabız küçük bir çocuğun annesi olmak zorundayım. | Open Subtitles | وانا عليّ ان أكون أُم لطفل صغير جميل ورائع ومصاب بالإمساك قليلاً وانت.. |
| Bu terimin anlamını sorduğumda neredeyse bir saat ayırıp küçük bir çocuğun anlayacağı şekilde eksiksiz ve dikkatli bir açıklama yapmıştı. | TED | وعندما سألتها عن معنى هذه العبارة، قضت ما يقارب الساعة تعطيني شرحًا مفصلاً يمكن لطفل صغير استيعابه. |
| Bütün bunlar, bunun gibi mobil uygulamaları kullanarak, küçük bir çocuğun kapabileceği şeyler. | TED | وكل هذا شيء يمكن لطفل صغير جداً تعلمه باستخدام تطبيقات جوال ممائلة. |
| Bu sahneyi, kapının arkasına ya da tuvalete saklanmış küçük bir çocuğun izlediğini farzedin.... | Open Subtitles | تخيل المشهد كما لو أن طفل صغير يختبئ داخل خزانة ملابس ..أو خلف باب |
| küçük bir çocuğun orada durup babasının onu neden sevmediğini düşünmesine katlanamam. | Open Subtitles | لا استطيع إحتمال التفكير بأنه سيكون هناك طفل صغير يتسائل عن سبب عدم حب والده له |
| Emin olabileceğiniz bir şey varsa o da küçük bir çocuğun dileğinden daha güçlü bir şey olmadığıdır. | Open Subtitles | لو كان هناك شيء واحد يمكننا أن نؤمن به فهو أنه لا شيء أقوى من أمنية ولد صغير |
| Unutmamalısınız ki kutlamalar, küçük bir çocuğun kalbini dolduran sevinç çığlıkları gibidir. | Open Subtitles | حسنا, بالطبع أنت تذكر البهجة التي تملأ قلب ولد صغير يوم 29 فبراير. |
| Belkide burada aradığın şey, sadece küçük bir çocuğun rüyalarında vardır. | Open Subtitles | ربما ما يتطلب هذا وجد في خيال ولد صغير. |
| Dünyaya çocukların gözüyle bakma yetisini kaybedenler için karşınızda küçük bir çocuğun ve hayatını sonsuza dek değiştiren büyülü Noel dileğinin hikâyesi. | Open Subtitles | هذه قصة ولد صغير و أمنية عيد الميلاد السحرية التي غيرت حياته ... للأبد |
| küçük bir çocuğun bize ihtiyacı var. | Open Subtitles | ولد صغير يحتاج لمساعدتنا |
| Bu yüzden, amacının küçük bir çocuğun ebeveyni olarak karşılaştığım bazı hayal kırıklıklarını karşılamak olduğunu düşünmüştüm. | TED | لذا توقعت أن يكون هدفها معالجة بعض مشاعر الإحباط التي عايشتها بصفتي أمًّا لطفل صغير. |
| Ameliyatla küçük bir çocuğun tümörünü alacağız. | Open Subtitles | إنها جراحة استئصال ورم لطفل صغير. |
| küçük bir çocuğun var senin. | Open Subtitles | أنت أب لطفل صغير |
| Lexie, bize küçük bir çocuğun fotoğrafını gösterdi. | Open Subtitles | (ليكسي)، لقد أخرجت لنا صورة لطفل صغير. |
| O kadar küçük bir çocuğun suyun orada öylece tek başına durması oldukça tuhaftı. | Open Subtitles | هناك أمر غريب يخص طفل صغير جداً ،هناك لوحده بكل هذه المياه |
| O dolabın içinde ne varsa, öyle korkunç, öyle güçlü bir şey ki, ...sıradan küçük bir çocuğun korkularını, ...zaman ve uzayın bütün engellerini aşıp bana ulaşacak kadar büyüttü. | Open Subtitles | مهما كان ما يوجد داخل الخزانة فهو سيء جدا، قوي جدا و الذي يقوم بتضخيم مخاوف طفل صغير عادي عبر كل حدود الزمن و الفضاء |