| kütüphaneler tozlu kitaplarla dolu olmalı, kuytular, köşeler saklanacak yerler olmalı. | Open Subtitles | المكتبات يفترض أن تكون مليئة بالكتب و الزوايا المغبرة أماكن للإختباء |
| Eğlencenin pek çok şeklini paylaşıyoruz -- spor salonları, halka açık parklar, konser salonları, kütüphaneler, üniversiteler. | TED | تشاركنا في أنواع أخرى من وسائل الترفيه الميادين الرياضية و الحدائق العامة قاعات الحفلات و المكتبات والجامعات |
| Bizler kütüphaneler, ve kataloglama sistemleri gibi çalışmıyoruz. | TED | نحن لا نعمل مثل المكتبات ونظم الكاتالوجات وهكذا دواليك. |
| kütüphaneler açmıştık ve mahaleler kurmuştuk ama ikisini gerçek anlamda birbirlerine bağlamamıştık herhangi bir yürüyebilirlikle. | TED | لقد بنينا مكتبات و بنينا أحياء سكنية، لكننا لم نصلها مع بعض أبداً بأي نوع من الطرق للمشي. |
| Büyük kütüphaneler toprağa gömüldü... şehirler savaşlarla yokoldu. | Open Subtitles | مكتبات عظيمة إحترقت كليا مدن تدمرت بالحروب |
| kütüphaneler, konser salonları, üniversiteler, müzeler yapmak iyi bir şeydir. Çünkü açık ve erişilebilir bir yer yapmış olursunuz. | TED | تشييد المكتبات وقاعات الحفلات الموسيقية، وتشييد الجامعات والمتاحف هو أمر جيد، لأنكم تصنعون مكانًا مفتوحًا، ويمكنُ الوصول إليه بسهولة. |
| Bu bir kütüphaneler ve üniversiteler şehriydi. O zamanların Londra'sından ve Paris'inden 20 kat büyüktü. | TED | فكانت مدينة المكتبات والجامعات وأكبر مساحة بعشرين مرة من مساحة لندن أو باريس في ذلك الوقت. |
| kütüphaneler genel olarak topluluklarıyla gerçekten ilgilenme ününe sahiptir. | TED | لدى المكتبات في العموم هذه السمعة الرائعة فيما يتعلق بالرعاية الفعلية لمجتمعاتنا. |
| Şu an 3 farklı ülkede 8 tane tarama merkezimiz var, ve kütüphaneler kitaplarını taratmak isteyenler için hizmette. | TED | و لدينا ثمانية من مراكز المسح في ثلاث دول و المكتبات على طريق مسح كتبها |
| Ne altyapı, ne tuvaletler, ne kütüphaneler, fakat bu okulda aslında gerçekleşen şey daha önemli. | TED | ليس البنية التحتية ليس الحمامات, ولا المكتبات ولكن ما يحدث فعلا في هذه المدرسة ذلك أهم شئ |
| İnsanlara kütüphaneler... ..hastaneler, stadyumlar ve C'tesi akşamları sinema sağlayan... ..bir güdü niye kötü olsun? | Open Subtitles | مالعيب في الاستعجال الذي يعطي الناس المكتبات والمستشفيات وملعب بيسبول وأفلام في ليلة السبت؟ |
| Adı Okumanın Mucizesi. Devlet okullarındaki kütüphaneler için para topluyoruz. | Open Subtitles | اسمه اعجوبة القراءة، و نقوم بجمع التمويل للحفاظ على المكتبات في المدارس العامّة. |
| Yunanlılar kütüphaneler inşa etti. Romalılar Kolezyumu. | Open Subtitles | اليونانيون بنوا المكتبات والرومان بنوا المسرح |
| kütüphaneler içinden çıkmazsan olacağı bu. | Open Subtitles | هذا هو الشيء الذي حدث عندما كنتِ تعيشين في المكتبات. |
| Bunu düşündüğünü biliyorum, fakat kütüphaneler bunu yapıyor. | Open Subtitles | أعلم أنّ ذلك ما تظنينه ولكنّ ذلك تنظيم المكتبات |
| Tutkumu tatmin için. Yollar yapmak, halk için kütüphaneler yapmak istemeyeyim mi? | Open Subtitles | -و كذالك لشق الطرق و بناء المكتبات العامة |
| kütüphaneler açık kaldı. | Open Subtitles | ظلت المكتبات مفتوحه أمام الأهالى |
| Tamam, biliyorum bütçe açığımız var ve kütüphaneler kapanıyor, ama bu gerçekten başarılı olabileceğimiz bir şey. | Open Subtitles | لدينا عجز ميزانية وإغلاق مكتبات لكن هذا شىء يمكننا النجاح فيه |
| O bina bugün inşa edilseydi, ilk yapacakları şey internette "yeni kütüphaneler"i aratmak olacaktı. | TED | إن كان ذلك البناء سيبنى اليوم، كان أول ما سيقومون به هو الذهاب للإنترنت والبحث عن "مكتبات جديدة." |
| Aslında Ghana'daki ilk Sahra gökevi ve Columbia'nın varoşlarına yeni kurulmuş kütüphaneler ve Kamboçya'daki bir liseye tur düzenledik. | TED | نحن حقيقة نشارك رحلات الكون مع أول قبة سماوية جنوب الصحراء الكبرى في غانا وأيضًا مع مكتبات جديدة تم تأسيسها في الأحياء الفقيرة في كولومبيا ومدرسة ثانوية في كمبوديا. |
| Yani, kütüphaneler var. | Open Subtitles | أَعْني، هناك مكتبات طبعا. |