| Bu tabiatın henüz gerçek anlamda gözlemleyemediğimiz bir parçası, kütleçekimi dalgalarını, nesneleri gerçekten bizim düşündüğümüz gibi mi etkilediklerini görmek... | Open Subtitles | هذه حقيقة طبيعيّة لم نلحظها لحدّ الآن, لرؤية موجات الجاذبيّة, سواء كان تأثيرها على الأشياء بالطريقة التي نعتقدها أم لا. |
| kütleçekimi dalgaları nesneleri farklı yönlere doğru değiştirir. | Open Subtitles | موجات الجاذبيّة تُحدثُ روابط لتغيّر جهة مُغايرة تماماً للجهة الأخرى. |
| Eğer çok esnek olsaydım, ve bir kütleçekimi dalgasına maruz kalsaydım, bir yönde kısalır, diğer yönde uzardım. | Open Subtitles | بمعنى, أنّي لو كنتُ مُمدّدا جدّاً, ومرّت موجة الجاذبيّة من خلالي, سأكون قصيراً من جهة وطويلاً من جهة أخرى. |
| Öylesine büyük kütleli ki, ışık içinden geçerken bükülüyor, kümenin aşırı kütleçekimi tarafından çarpıtılıyor. | TED | إنّه كبير جدّا لدرجة أنّ الضوء المارّ عبره يتقوّس، ينحرف عن المسار المستقيم تحت تأثير الجاذبية الهائلة لهذا العنقود. |
| Einstein'ın bulduğu şey, kütleçekimi ileten vasıtanın, uzayın kendisi olduğuydu. | TED | إكتشف أينشتاين بأن الوسط الذي ينقل قوة الجاذبية هو الفراغ نفسه. |
| Neptün'ün kütleçekimi bu kuyrukluyıldıza çekiş uyguladığında rotada küçük bir sapma gerçekleşiyor. | Open Subtitles | عندما تعطيه جاذبية نبتون دفعة أخرى سيكون هناك تغير طفيف في مساره |
| Orada olduğunu, yalnızca sahip olduğu kütleçekimi sayesinde biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم فقط بأنها موجودة بسبب تأثير جاذبيتها |
| kütleçekimi dalgası gelince iki ayna arası uzaklık değişir. | Open Subtitles | تتعيّر موجات الجاذبيّة حين تعبر المسافة بين هذه المرايا. |
| Bunun sebebi onların hala Einstein'ın ele geçmez kütleçekimi dalgalarını tesbit edememiş olmaları. | Open Subtitles | هذا لأنّهم لم يُحدّدوا موجات الجاذبيّة المراوغة. |
| kütleçekimi gerçeğine nüfuz edebilmemizin bir yolu da atom altı dünyayı açıklayan çerçeveye onu uydurmaya çalışmaktır. | Open Subtitles | إحدى طُرق كشف خبايا الجاذبيّة هو مُحاولة مُلائمته والإطار الجميل الذي يصفُ العالم الذريّ الفرعيّ. |
| Quantum mekaniği kütleçekimi kuvvetinin bir parçacıkla iletilmesi gerektiğini öngörüyor. | Open Subtitles | يُنبئنا الميكانيك الكمّي أن قوّة "الجاذبيّة" يجب أن تُنقل بجزيء. |
| Kainatı ve bizim kainattaki yerimizi daha iyi anlayabilmenin anahtarı, kütleçekimi. | Open Subtitles | المفتاح لفهم أعمق للكوكب, وللمكان الذي نعيش عليه هو "الجاذبيّة". |
| Einstein uzay ve zaman eğrilip bükülmelerini zaten kullanmıştı, kütleçekimi açıklarken. | TED | أينشتاين كان قد استخدم الفضاء الزمكاني مسبقا، على شكل إنحناء و تقعر، لشرح الجاذبية. |
| Kara Delik çevresinde bulunan herşeyi müthiş kütleçekimi ile etkiler. | Open Subtitles | الجاذبية العظيمة للثقب الأسود تؤثر على كل ما حولها |
| Ancak rodeodaki boğa gibi kayayı kementle tutmak yerine çekici, kayanın önünde durup kütleçekimi bir römork kablosu gibi kullanacak. | Open Subtitles | ولكن بدلا من سحب صخرة كالثور في سباق رعاة بقر سوف يحوم الجرار خلفها وتستخدم الجاذبية كأداة جر |
| kütleçekimi cisimleri birbirine çeken ve bir bakıma bize Evren'deki gezegenleri, yıldızları ve galaksileri kazandıran güçtür. | Open Subtitles | الجاذبية .. هي نفس القوة التي تربط كل شئ مع بعضه البعض بطريقة تمنحنا كواكب ومجرّات ونجوم في الكون |
| kütleçekimi birçok bakımdan astronomideki en önemli güçtür. | Open Subtitles | الجاذبية .. بكل المعاني هي أهم قوة في علم الفلك |
| Eğer bu gerçekleşirse, Dünya'nın kütleçekimi Apophis'i altüst edip yörüngesini değiştirerek 7 yıl sonra, 13 Nisan 2036'da dönüp Dünya'ya çarpmasına sebep olabilir. | Open Subtitles | إذا حدث هذا فسوف تضايق جاذبية الأرض الكويكب أبوفيس وتغير مساره وقد تؤدي إلى عودته وضرب الأرض بعد سبع سنوات فيما بعد |
| - Araştırma yöntemleri baştan savma. Kuantum ve kütleçekimi birleşimi teorisi konusunda haksızca kibirli. | Open Subtitles | منهج بحثها مهمل، هي متغطرسة بدون مبرر حول جاذبية الحلقة الكمّية |
| Beyaz cüce Güneş'e sesüstü bir hızla gömülünce, cücenin kütleçekimi yıldızın her yerine müthiş bir şok dalgası gönderirdi. | Open Subtitles | ومع إقتراب الأقزام البيضاء من الشمس بسرعة الصوت فإن جاذبيتها سترسل موجات بإتجاه النجم |
| kütleçekimi kazanır. Sistemin daha ileri düzeyde çöküşüne izin verilir. | Open Subtitles | و الجاذبيه تبدأ بالفوز و تسمح الآن للنظام بأن ينهار أكثر |
| Ve evrenin dokusundaki bu bükülme kütleçekimi olarak hissettiğimiz etkiyi doğuruyor. | Open Subtitles | وهذا التشوّه بنسيج الكون يخلقُ تأثيراً نستعشرهُ كـ"جاذبيّة". |