| Um, Billy Ray, Baltimore'da buz kıracağıyla öldürülmüş. Çevreye sorduk biz de. | Open Subtitles | بيلي راي قتل بواسطة معول ثلج في بالتيمور لقد سألنا في الجوار |
| Hepsi de buz kıracağıyla ilgili. | Open Subtitles | ومشتبه به في أربع قضايا قتل غير محلوله كلها فيها معول ثلج |
| Kennedy onu, başında bir buz kıracağıyla bırakırdı. | Open Subtitles | حسنا, كينيدي كان سيتركه مع معول ثلج بارز من رأسه |
| Borcunu öde orospu çocuğu yoksa buz kıracağıyla kafanı delerim. | Open Subtitles | سدد الدين إيها اللعين و إلا هشمت رأسك بمعول الثلج |
| Buz kıracağıyla, yatakta. | Open Subtitles | بمعول ثلج، في السرير |
| Bundan dolayı kendini kötü hissedip, bir buz kıracağıyla kendine bir son mu arıyorsun? | Open Subtitles | لا زلت فى منتهى السوء بخصوص ذلك أنت تلولب طريقك إلى كسارة ثلج |
| Kurbanımızın, buz kıracağıyla öldürüldüğüne inanıyorum. | Open Subtitles | أظن أن ضحيتنا قتل بواسطة معول الثلج |
| Nick Johnston'ın buz kıracağıyla boynunu deşip kanepeye tıkarak işleri bozduğu ana kadar... | Open Subtitles | حتّى تلكَ اللحظة المحرجة حيث طعنها (نيك جونستون) في الرقبة بمعول الثلج وحشرها في الأريكة |
| - Kurbanlardaki bıçak yarası buz kıracağıyla uyumlu. | Open Subtitles | يتوافق مع كسارة الثلج |