| Ondan çok korkuyor ve kolunu onun kırdığını da kabul etmiyor. | Open Subtitles | لقد كانت خائفة منه لم ترضى أن تعترف أنه كسر ذراعها |
| O adi herifin kızının kalbini kırdığını tekrar hatırlatabilir miyim sana. | Open Subtitles | هل لي أن أذكركم بأن ابن الغش العاهرة كسر قلب ابنتك. |
| Senin kalbini kırdığını ve okulu bıraktığını duydum. | Open Subtitles | سمعت أنها كسر قلبك ولهذا السبب تركت الكلية؟ |
| İkinci sınıftaki bir gösterinde Rosa Parks olduğunu, su kaydırağında kolunu kırdığını, keman çalmaktan nefret ettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك لعبتِ دور روزا باركس في مسرحية الصف الثاني وانكِ كسرتِ ذراعكِ، حين زللتِ ووقعتِ |
| Bana 9 yaşındaki bir çocuğun hükümetin süper kodunu kırdığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | اتريد ان تقول ان الصبي اخترق حكومة الرمز الخارق |
| Kurucu Babalarımız dört yerde bacaklarını kırdığını sanmıyorum. | Open Subtitles | حسناً، أشك بأن الآباء المؤسسين قاموا بكسر أرجلهم في أربعة أماكن |
| Kalbini kırdığını. | Open Subtitles | ما الذي قاله ؟ أنّها فطرت قلبك |
| Parmağını nasıl kırdığını öğrenmek istiyor muyumdur? Hayır. Hayretler içerisindeyim. | Open Subtitles | هل أحتاج لمعرفة كيف كسرتي إصبعك؟ أنا مصدومة,ظننت بأننا مناسبين لبعضنا |
| Hangi erkek, Lizzie'nin elbiselerinin yine küçük geldiğini, veya Walter'ın tahtasını kırdığını duymak ister? | Open Subtitles | و أي رجل سيرغب بسماع أن ليزي كبرت على ملابسها و أن والتر كسر صخوره؟ |
| Saldırganla dövüşürken elini kırdığını sonrada kafasına darbe aldığını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | اتعتقدين انه كسر يده وهو يتعارك مع الشخص الذي هاجمه ثم اصابته ضربه في رأسه ؟ |
| Çocuğun lambayı kimin kırdığını söylemesini istiyorsan ona biraz şeker göstermen lazım. | Open Subtitles | حسناً، لو أردت أن يُخبرك طفلاً من كسر المصباح، فإنّك ستعرض عليه حلوى. |
| Kızlar, eşyalarınızı kimin kırdığını anlayacak kadar akıllı olduğunuzu biliyorum. | Open Subtitles | أيها الفتيات ، أعلم بأنكن ذكيات بما يكفي لمعرفة بالضبط من كسر أغراضكم |
| Birinin baykuş heykelinizi kırdığını söylemiştin. Sen mi kırdın? | Open Subtitles | ثمّة أحد كسر تمثال البومة لديك، أأنت من كسره؟ |
| Hayır demene rağmen araba camımı top oynarken senin kırdığını bilmem gibi. | Open Subtitles | مثلما كنتُ أعرف أنت من كسر نافذة سيارتي بالكرة بالرغم من أنكارك لهذه الحادثة |
| Ana su borusunu kırdığını söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني بأنه كسر خط مياه رئيسي |
| Penisini kırdığını duydum. Ne hoş. | Open Subtitles | سمعت أنكِ كسرتِ قضيبه ، رائع |
| Bay P'ye biralarından birini kırdığını söylemem gerek. | Open Subtitles | يجب عليك إخبار السيد(بريتشت) بأنك كسرتِ إحدى زجاجات البيرة |
| Koltuğunu kırdığını sanmış, o da kendi koltuğuyla değiştirmiş. | Open Subtitles | نعم، انه يعتقد ان اخترق مقعدك، حتى انه تحول الكراسي. |
| Mermilerin birkaç kaburgayı kırdığını düşünüyorlar. | Open Subtitles | يظنون بأنّ بضعة رصاصات على الأرجح تسببت بكسر بضعة ضلوع |
| Ona kalbimi nasıl kırdığını söylediğimi bir düşün. | Open Subtitles | .بأفتراض أننى أخبرته كيف أنك فطرت قلبى |
| - Bacağını kırdığını bilmiyordum. | Open Subtitles | - لم أعرف مطلقا أنك كسرتي ساقك |
| Matty bana onun kalbini kırdığını söyledi. | Open Subtitles | -ماتي) أخبرنى أنكِ فطرتي قلبه) . - .. أمي ! |
| Kaderin güçlerinin bir araya gelip bacağını kırdığını ve beni bundan kurtarmaya çalıştığını düşündüm. | Open Subtitles | لقد قلت لنفسى أن ربما القدر قد أنقذنى من تلك الفعلة و رجله قد كُسرت كى أتنحى عن مهمتى |
| Beden hocasına kötü kalpli erkeğin kalbimi kırdığını söyledim. | Open Subtitles | أخبرت مُعلّمة التربية الرياضية بأن رجل شرير قد حطّم قلبي |
| Annen plakçaları kırdığını söyledi. | Open Subtitles | أمّك تقول أنك كسرت جهاز التسجيل وأنا أصدّقها |
| Benimkilerin, HumanZ'ın senin için yaptığı programı kırdığını söylemekten çok mutluyum. | Open Subtitles | نسيت أن أذكر لك أنّ فتياني الأذكياء أبطلوا تلك الشفرة التي استخدمتموها كانت سهلة عندما اخترقت قرصهم |