| Ama bugün öğleden sonra Kısıtlama emrini savunmak için mahkemedeydin. | Open Subtitles | ولكنك ستكونين في المحكمة هذا المساء لتدافعي عن أمر المنع |
| Sorulan 3 Kısıtlama arasından seçeneklerimizi en çok daraltanı sayının tam küp olup olmadığı sorusu. | TED | من القيود الثلاثة المقدمة، الذي يضيق احتمالاتنا بشكل أكبر هو أن الرقم هو مكعب تام. |
| Biraz Kısıtlama yanlış olmaz. | Open Subtitles | يحتاح الى لمسة صغيرة من ضبط النفس , ليلى |
| Kısıtlama enzimleri denen, DNA'yı belli dizilişleri gördüğünde kesen, | TED | وهناك مقصات كيميائية صغيرة، تسمى إنزيمات تقييد الحمض النووي التي تقطع الحمض النووي وقتما ترى نمطاً معيناً. |
| Biliyorsun, sadece sağa doğru top sürmek için kendini Kısıtlama. | Open Subtitles | تعلمي, أنتي تقيدي نفسكِ عندما تتحركي بالكرة إلى اليمين. |
| Eğer Kısıtlama olmasaydı ne yapılabilirdi? | Open Subtitles | إذا ما كان هناك تقييدات ماالذي يمكن عمله؟ |
| Dünyayı umursamayan ve sıradan bir özgürlüğün olumlanması, her çeşit Kısıtlama ve sınırlamaların toptan reddi anlamına gelecektir. | Open Subtitles | توكيد للحرية بغاية الطيش و عدم التأهيل لدرجة أنه يصل إلى إنكار كلي لكل نوع من التقيد و الحصر |
| Bu da Kısıtlama emrinle beni taciz ettiğin için çıkarttırdığım Kısıtlama emrine uymadığın anlamına geliyor! | Open Subtitles | و هذا يجعلك تنتهتك هذا الأمر التقييدي اللذي رفعته ضدك لإسائتك معاملتي بأمرك التقييدي |
| İkinci ders Julie, Kısıtlama emirlerine uyulmayabilir. | Open Subtitles | الدرس الثاني جولي أوامر المنع يمكن خرقها |
| Tanıklığın yokluğa rağmen, Kısıtlama emrini aynen yerinde muhafaza ediyorum. | Open Subtitles | في غياب وجود شهادة معاكسة سأبقي على أمر المنع كما هو |
| Kısıtlama emirlerimize son veriyoruz ve yarın sabah 10'da siz giriyorsunuz. | Open Subtitles | سنسقط أمر المنع وصباح الغد في العاشرة صباحاً ستذهبون |
| Babası öğreniyor ve ailesi ona Kısıtlama uyguluyor. | Open Subtitles | يعرف والدها بالأمر وتقوم الأسرة بفرض القيود عليها |
| Russo'nun desteklediği su havzası yasası, sondaja pek çok Kısıtlama getiriyor. | Open Subtitles | قانون حوض الماء الذي يرعاه روسو وضع الكثير من القيود على أعمال الحفر |
| Birkaç Kısıtlama var. Büyü kuralları var. | Open Subtitles | ثمّة بعض القيود قوانين السحر إنْ جاز التعبير |
| Eylemsizlik riskinin yenilgi olduğunu unutup çok sık Kısıtlama çağrısında bulundum. | Open Subtitles | في كثير من الأحيان كنت أحفز ضبط النفس متناسيًا أن التقاعس عن العمل قد يفوق الهزيمة |
| Bu Kısıtlama öncesi ders kitabı davası. | Open Subtitles | هذه حالة نموذجية من ضبط النفس المسبق |
| Bu Kısıtlama kayıtlara geçsin... | Open Subtitles | دع سجل تظهر أن لدينا ضبط النفس... |
| Polisi ara ve başka Kısıtlama talimatı çıkarmalarını söyle. | Open Subtitles | إستدعْ الشرطة وأخبرْهم أني أريد الحُصُول علي طلبِ تقييد آخرِ. |
| Kök hücre tedavisi, kriyotikler, kalorik Kısıtlama, immünoterapi, klonlama. | Open Subtitles | العلاج بالخلايا الجذعية، تجميد الجسد المطوّل تقييد السعرات الحرارية، العلاج المناعي والاستنساخ |
| Bunun tadını çıkar. Kendini Kısıtlama. | Open Subtitles | استمتعي بذلك لا تقيدي نفسك |
| Yerel ve Eyalet polis departmanları için belirlenen hibe üzerinde herhangi bir Kısıtlama bulunmamaktadır diyor. | Open Subtitles | لا يوجد أية تقييدات على نقل الملكيات إلى أقسام الشرطة المحلية و الحكومية |
| Denny, geçici Kısıtlama emri çıkartan avukat... | Open Subtitles | دانى , المحامى الذى جاء بأمر التقيد |
| Şey,mm Kısıtlama kararı işe yaramadı, | Open Subtitles | والامر التقييدي من المحكمة لم يعمل معه |
| Oğlum, senin gibi nitelikleri olan birine burada hiçbir Kısıtlama yok. | Open Subtitles | يابني، بمؤهلاتك لا قيود علي الوقت بالنسبة لك |
| Lütfen şunu anla ki eğer seni bir daha Renata'nın yakınında görürsem hakkında Kısıtlama emri çıkarttırırım. | Open Subtitles | الآن، رجاء تفهمي إذا ما اقتربتِ مرة أخرى من ريناتا مرة أخرى أنا سأستصدر أمر بعدم التعرض |