| Annem ortalama bir boyda, babam Kısa boylu ve ben 5 kardeşin en büyüğüyüm. | TED | أمي معتدلة الطول، أبي قصير القامة وأنا الكبيرة بين الأبناء الخمسة. |
| Kısa boylu esmer İrlandalı. Fazla konuşmazdı. Şarkı söylemeye bayılırdı. | Open Subtitles | ايرلندي قصير ، متجهم ، لا يتحدث كثيرا لكن يحب الغناء كثيرا |
| Biri orta yaşlı, Kısa boylu. Diğeri uzun boylu ve daha genç. | Open Subtitles | أحدهما قصير وفى منتصف العمر والآخر أطول قليلاً وأصغر سناً |
| Ah, evet! Şu Kısa boylu adamla uzun boylu karısı. | Open Subtitles | آه , صحيح , ذاك الشاب القصير صاحب الزوجة الطويلة |
| Ve Silikon Vadi'de slide gösteriminde şu gerçekten Kısa boylu adamla karşılaştım. | TED | وفي مرة من المرات التقيت بذلك الشخص القصير جدا خلال عرض شرائح في وادي السيليكون |
| Kısa boylu, kaba ve sinirli biri. Alt dudağı berbat durumda. | Open Subtitles | قصير ذو لباقة في الكلام وشفته السفلى مشوهة |
| Kısa boylu bir erkekle uzun boylu bir kadının evlenmesi gerçekten çok kötü. | Open Subtitles | يكون الأمر سيئا عندما يتزوج رجل قصير بامرأة طويلة |
| Kısa boylu olabilirim ama elim açıktır. Hemen dönerim. | Open Subtitles | قصير القامة لكن ليس ضيق الجيب سأخرج حالا |
| Belki de, o esnada Kısa boylu, pudradan peruk takan kıllı biri tarafından yerel banka soygunu olmuş mu diye kontrol etmelisiniz. | Open Subtitles | مراقبة إذا كان هناك أيّ سرقات مصارف محليّة في ذلك الوقت، ملتزم مِن قِبل a رجل مُشْعِر قصير المُتْعِب a ذَرَّ باروكةً. |
| Kısa boylu, kel ve düşük bel giyen birini görünce kafam direk Moby'e gidiyor. | Open Subtitles | رأيت رجل اصلع قصير .. ففكرت مباشرة بأنه موبي |
| 16, şüpheli peşindeyim, siyah 13 yaşlarında, Kısa boylu, saç örgülü, | Open Subtitles | مطاردة هاربٍ على الأرجل على الأغلب 13 سنة قصير القامة وله ظفائر |
| Ben de acayip Kısa boylu ve minicik ayaklı olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | لقد إعتقدتُ بأنهُ قصير رائع مع أقدامٍ صغيرة للغاية. |
| Kısa boylu Guatemalalı adı Roberto olan bir adam geldi. | Open Subtitles | اتضح انها رجل غواتيمالي قصير يدعى روبرتو |
| Sonra diğer memur geliyor. Kısa boylu, kızıl saçlıydı. | Open Subtitles | دخل محقق آخر و كان لديه شعر أحمر و كان قصير القامة |
| Kan sıçramalarına göre hem Kısa boylu hem de topalmış. | Open Subtitles | وبالإعتماد على بقع الدم، كان قصير ويعرج. |
| Kısa boylu olan, Hershel Kaminsky. Cornell Felsefe'de sandalyesi var. | Open Subtitles | الرجل القصير هو هيرشل كامينسكي أستاذ كرسي في الفلسفة، جامعة كورنيل |
| Jackie. Demin aklıma gelen Kısa boylu adam oydu. | Open Subtitles | جاكى , هذا هو الرجل القصير الذى كنت افكر بة |
| Galiba Kısa boylu olan arkamdan kılıcıyla geldi ben de eğildim tabii ki ve ardından bir çığlık duydum. | Open Subtitles | الرجل القصير هاجمني من الوراء بسيفه، راوغت مسار ضربة السيف ثم سمعتُ صراخاً. |
| Galiba saçını şapşal gibi kestirmiş Kısa boylu olanı seçerdim. | Open Subtitles | أعتقد أنني كنت لأختار القصير ذا التسريحة البلهاء |
| Astımlı, Kısa boylu çocuklar olup çıkarlar. Hiç arkadaşları olmaz. | Open Subtitles | ستصابان بمرض الربو، وستكونان قصيرات وبدون أصدقاء |
| - Kısa boylu, 1.60 falan. | Open Subtitles | أكان رجلاً قصيراً ,بطول حوالي 5,1 أقدام؟ |
| Biri uzun, Kısa boylu, diğeri zayıf ve şişman. Çok gerginim, ne dediğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | واحد طويل وقصير و الآخر نحيف وسمين أنا متوتر جداً ولا أعرف ماذا أقول |
| Uzun mu, yoksa Kısa boylu birini mi seçecekler? | Open Subtitles | هل سيكونون كبار ؟ هل سيكونون صغار ؟ |