| Mutlaka bakmanız gerekirse, kalkanın iç kısmını ayna olarak kullanın. | Open Subtitles | إذا وجب عليك أن تراها,استعمل الجزء الداخلي من درعك كمرآة |
| O şeyi istersem gözüme bile takabilirim. Beyaz kısmını daha da beyazlatır. | Open Subtitles | يمكنني وضع المبيّض في عينيّ اذا اردت وجعل الجزء الأبيض أكثر بياضاً |
| Ayrıca geri zekâlı kısmını yeteri kadar vurgulayamadım. Karını öldürüyorsun. | Open Subtitles | لا يمكنني ان أضغط على الجزء الخاص بالأحمق بما يكفي |
| Bu sunum benim yaşamış olduklarımın sadece bir kısmını oluşturuyor, | TED | يمثل هذا العرض التقديمي اليوم فقط بعضاً مما تعرضت له |
| Neden bana Cole'u öldürecek iksirin bir kısmını sakladığını söylemedin? | Open Subtitles | الذي لَمْ تُخبرْني أبقيتَ البعض مِنْ الجرعةِ لقَتْل كول مَع؟ |
| Babam da yetişkinliğinin büyük bir kısmını Doğu Afrika'da geçirdi. | TED | و والدي أيضا عاش معظم حياته الراشدة في شرق إفريقيا. |
| Sana törenin bu kısmını keselim demiştim. Bu tamamen çağdışı. | Open Subtitles | أخبرتك أن نقتطع هذا الجزء من المراسم إنه عتيق جداً |
| Vücudun üst kısmını alt kısımla birleştirmek için birçok yöntem geliştirdiler! | Open Subtitles | لديهم العديد من الاجراءات الجديده يمكنهم الصاق الجزء العلوي بالسفلي الآن |
| Zemin katın bu kısmını Anna için yapmasında babama yardım etmiştim. | Open Subtitles | لقد ساعدت أبي في إصلاح هذا الجزء من القبو خصوصاً لأجلها |
| Denizaltının bu bölümü saldırının en ağır kısmını göğüslemiş olmalı. | Open Subtitles | لابد وأن هذا الجزء من الغواصة قد تعرض لأقصى هجوم |
| Elbise kısmını bir kenara bırakıp işin olan kısmı tanımlamaya gelince birazcık ihtişamlı. | Open Subtitles | إذن , بجانب ترك الجزء المتعلق بالفستان, اكثر مرحاً قليلاً من الملل القاتل |
| Tahtaların önemli bir kısmını atmak zorunda kaldığımız için ancak bu büyüklükte yapabildim. | Open Subtitles | حسنًا، منذ تخلينا عن الجزء الأكبر من الخشب هذا أكبر ما أستطيع عمله |
| İşin bu kısmını sevmediğini biliyorum ama bu da işin bir parçası. | Open Subtitles | أعلم أنّك لا تُحب هذا الجزء من العمل، ولكنه جزء من العمل |
| Ağacın batıya göç eden kısmını gönderiyorum ve uyarmadı demeyin sakın. | Open Subtitles | سأرسل الجزء الذي هاجر للغرب و لا تقولوا أنني لم أحذركم |
| Ardından E=mc² formülüne göre çok büyük bir enerjinin bir kısmını salıverebilirdi. | Open Subtitles | وعندما تنشطر، فقد تحرّر بعضاً من مخزونها الكبير من الطاقة، طبقاً للمعادلة. |
| Ve fikir, hayatımızda öğrendiğimiz en önemli şeylerden bir kısmını, doğmadan önce henüz rahimdeyken öğrendiğimizdir. | TED | وهو أن البعض من أهمّ ما نتعلّمه يحدث قبل أن نولد، بينما لا نزال في الرحم. |
| Geçen gecenin büyük kısmını buradan 100 metre uzaktaki bir evde geçirmiş. | Open Subtitles | قضت معظم ليلة البارحة في منزل يبعد من هنا حوالي 100 ياردة |
| Bir kısmını erzak hesabıma gönder. Gerisine de sonra bakarız. | Open Subtitles | ضع جزءاً من نصيبي في حسابي ماتبقى سنرى فيما بعد |
| Çünkü sadece bir kısmını görebiliyoruz. | Open Subtitles | لا زلنا لا نستطيع ان نقرأ الخريطة بالكامل بسبب ان لدينا نظرة جزئية فقط. |
| Önce işin kolay kısmını halledelim. Çocuklar, gidin likör alın. | Open Subtitles | لنقم بالجزء السهل أولاً يا أطفال ، أحضروا بعض الخمر |
| Karaciğerinin büyük bir kısmını feda etmem gerekecek ama yenilenmesine yetecek kadarını bırakacağım. | Open Subtitles | أتعلمين ؟ سوف أضحي بجزء كبير من الكبد لكننا سنترك ما يكفي للتوليد |
| Siz de bunun sonucunda, kendi kendinize karar verip... borcun bir kısmını tahsil ettiniz. | Open Subtitles | ونتيجة لذلك، أخذت على عاتقك أن تحصّل بعضا من دينك |
| Şimdi, eğer bir kısmını geri almak istiyorsan seninle oynamaktan onur duyarım. | Open Subtitles | إذا كنت تريد استرجاع بعضه فيسعدني أن ألعب معك لكنني أحذرك |
| Günün en iyi kısmını ufak tefek şeyleri düzenleyerek geçirdim. | Open Subtitles | لقد قضيت يوماً كاملاً وانا أعيد لصقها بوَضْع القطعِ مع بعضها |
| Bu numaraların bir kısmını öğrenmek istemiyorsanız, şu an burayı terketseniz iyi olur. | TED | يفضل أن تغادر الآن إذا لم تحب أن تتعرف على بعض هذه الخدع |
| Fakat yörüngede 20 uzay teleskobu olduğunu bilmiyor olabilirsiniz, her biri ışığın tüm yelpazesinin bir kısmını görebilen görevler. | TED | لكنك لا تعرف أنّ هناك 20 تلسكوبا فضائيا حول الأرض مهمّتها هي رؤية جزء مختلف من كلّ الطيف الضوئي. |
| Yıldız Filosu İstihbaratı yalnızca askeri kaydının bir kısmını temin edebilmiş. | Open Subtitles | استخبارات أسطول النجم كانت الوحيدة وحسب القادرة على إمدادنا، بتقرير جزئي عن سِجلّه العسكريّ. |
| Artık bu çözümü uygulamak ve bu ağaçların önemli bir kısmını kurtarmak mümkün. | TED | هناك احتمال بتطبيق ما قمنا به لانقاذ نسبة جيدة من تلك الأشجار. |