| Yani, o zaman dünyanın bu kısmından ayrılamaya karar verdim. Ve ben orta batıya gidecektim. | TED | إذاً، بعد ذلك قررت مغادرة ذلك الجزء من العالم. وكنت ذاهباً الى وسط الغرب. |
| Senaryonun bu kısmından emin değilim. | Open Subtitles | الان , هذا هو الجزء من النص الذى لست متاكده منه |
| Tedaviyi durdurun. Tedavinin bu kısmından hoşlanmadım. | Open Subtitles | أوقفوا العلاج لا يعجبني هذا الجزء من العلاج |
| Evlilik kısmından hoşlanmıyorum ama bal ayı için büyük umutlarım var. | Open Subtitles | ماذا قلت للتو؟ مهلا، أنا لم أحب جزئية الزواج لكن كان عندي آمال كبير لقضاء شهر العسل |
| Tüm bunların da dışında, Ben biraz... öldürülme kısmından biraz endişeleniyorum. | Open Subtitles | ربما يبدو علي أني لا أبالي و لكن في داخلي أشعر بالخوف من الجزء الذي يتعلق بقتلي إذا أخفقت |
| Yani, seks kısmından hoşlanıyorum ama uyumak konusunda iyi değilim. | Open Subtitles | لكن الجزء المتعلق بالنوم، لست جيدًا فيه. |
| Hikayenin bu kısmından nefret ediyorum. | Open Subtitles | أوه، أَكْرهُ هذا الجزءِ من القصّةِ! |
| İşin bu kısmından nefret ediyorum çünkü insanlara sürekli şüpheyle yaklaşılıyor aslında tek bir zehir hapı tüm oluşumu al aşağı etmeye yeterdi. | Open Subtitles | أكرة ذلك الجزء من الوظيفة دوماً يُشك بالأشخاص لكن حبةً مُفسدةً واحدة يمكنها أن تسقط السقف علينا |
| İşimin bu kısmından nefret ediyorum güç dinamikleri falan. | Open Subtitles | أنا أكره هذا الجزء من الوظيفة، كما تعلمان ديناميكية السلطة |
| Niye planın bu kısmından benim şimdi haberim oluyor? | Open Subtitles | لِمَ لم أسمع هذا الجزء من الخطة قبل الآن؟ |
| Eğer göz sinirinin o kısmından bir örnek almamı istiyorsan kafatasından 10 santim içeri girmem gerektiğinin farkında mısın? | Open Subtitles | أريد منك أن تفهم ذلك إذا أردت عينة من هذا الجزء من العصب البصرى فسيجب علىّ أن أدخل بمسافة 4 إنشات لداخل جُمجمتك |
| Zihnin - zihnin, çikolataya uzanırken, işinizde ilerlemeyi isterken çalışan kısmından geliyor. | TED | هذا النوع من المخ -هذا الجزء من المخ- فمحاولتك للوصول إلى قطعة شوكلاتة وعندما ترغب فى الحصول على ترقية فى عملك |
| Onu hayatımın o kısmından hep ayrı tuttum. | Open Subtitles | دائما أبقيها خارج ذلك الجزء من حياتي |
| Evliliğinin bu kısmından kurtuldun. | Open Subtitles | لقد تخطيتي ذلك الجزء من زيجتكما |
| Gösterinin bu kısmından bize bahsetmedin. | Open Subtitles | انتي لم تذكري هذا الجزء من الأمسية |
| İşin öbür kısmından haberi var mıydı patronumun, bilmiyorum... | Open Subtitles | ..و لستُ أدري حتى عن ما إذا كان يعلم عن جزئية |
| Ah, sana tokatlama kısmından bahsetmeyi unutmuşum. | Open Subtitles | اه , نسيت ان اخبرك عن جزئية الصفعات |
| İki puset iki yemek takvimi çevre sesine ağlamalar asıl sürüş kısmından bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | مقعدا سيّارة، وجدوليّ طعام وصوت بكاء مجسّم -ناهيك عن جزئية السياقة الفعليّة . |
| Başka bir cadının taklidinden ibaret olan kısmından kurtul. | Open Subtitles | دعي ذلك الجزء الذي بداخلكِ والذي هو تقليد لساحرة أخرى يموت. |
| Tokatlama kısmından bahsetmeden önce kuzenimi önerecektim. | Open Subtitles | كنت سوف اقترح ابن عمي حتى ذكرت الجزء المتعلق بالصفع |
| Bu kısmından nefret ediyorum. | Open Subtitles | أَكْرهُ هذا الجزءِ. |