| Bu gözlükteki şifre, Yaşam kıvılcımı'nın buradan 370 km. ötede olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | الرمز على هذه الأقداحِ تُشيرُ إليها كُلّ الشرارة 230 ميلُ مِنْ هنا. |
| Bir kraliçe ile kralı oynayan çingene arasında çakar kıvılcımı aşkın | Open Subtitles | قد تنشب الشرارة بين الملكة والفقير الذّي يلعب دور الملك |
| 1984 romanındaki gibi, haksızlığa uğramış emekçiler ve o büyük isyan kıvılcımı her şeyi yöneten şeytani Büyük Kardeş'e karşı. | Open Subtitles | 1984 مثل كتاب مع كل الجموع المضطهدة ومع تلك الشرارة الضخمة من العصيان ضد الأخ الأكبر الشرير الذي يدير كل شيء |
| İnsan aklından gelen her bir fikir, duygu patlaması yaratır. Bir hareketin kıvılcımı olabilir, gerçekten geleceğimizi yeniden yazabilir. | TED | فكرة واحدة، من العقل البشري، قد تكون بداية لعاصفة، أو شرارة انطلاق، وربما تعمل على إعادة تشكيل مستقبلنا. |
| JC: İnsanlar 20 yıldır zorluklar çekerken içlerindeki kıvılcımı yeniden canlandırmak zor. | TED | جون كوهين: من الصعب جذب الناس لإنشاء شرارة ثانية عندما كان الناس متناحرين لـ 20 سنة. |
| Ve elbette bu dizme benim büyük ilgi duyduğum birşey çünkü yeni bir enerji kıvılcımı yaratıyor. | TED | وبطبيعة الحال أن هذه المقاربة هي ذات أهمية كبيرة بالنسبة لي لأنه يخلق نوعا من شرارة الطاقة الجديدة. |
| Ve sanırım hayatımızın sonuna kadar aramızdaki kıvılcımı korumak için uğraş vermek zorunda kalacağız. | Open Subtitles | و أظن بأنه سيكون علينا أن نعمل على شعلة لبقية حياتنا |
| Biri diğerlerine değdiğinde çıkan kıvılcımı görüyor musun? | Open Subtitles | أترى تلك الشرارة عندما يلتقى بعض تلك الأسلاك مع بعضها البعض؟ |
| Ama o kıvılcımı evliliğimize dönmesi için zorlayamazsın. | Open Subtitles | الشرارة إرغام يمكنك لا لكنك زواجنا إلى الرجوع على |
| Savaşımız sonunda gezegeni yok etti ve Yaşam kıvılcımı yıldızların arasında kayboldu. | Open Subtitles | إستهلكتْحربَناالكوكبَأخيراً، بالإضافة، كُلّ الشرارة فُقِدتْ إلى النجومِ. |
| Benimle gel, seni Yaşam kıvılcımı'na götüreceğim. | Open Subtitles | هم لَنْ يَآْذوك. هنا، يَجيءُ مَعي. سَآخذُك إلى كُلّ الشرارة. |
| Yaşam kıvılcımı'nı bana ver, belki evcil hayvanım olarak yaşayabilirsin. | Open Subtitles | أعطِني كُلّ الشرارة بالإضافة، أنت قَدْ تَعِيشُ لِكي تَكُونَ حيواني الأليفَ. |
| İlk yaşam kıvılcımı nerede çaktı? | Open Subtitles | اين كانت الشرارة الأولى في بدأ الحياة البشرية؟ |
| Bir Romalıda olması gereken hayat kıvılcımı yok sende. | Open Subtitles | إنك لتفتقد إلى شرارة الحياة التي يجب أن تكون في الرجل الروماني |
| İnkar edilemez bir şeylerin kıvılcımı... daha iyi ya da kötü koşullar için bir parça umudun, gerçeğin tohumu... o kapının altında alevler içinde yanıyor olacak. | Open Subtitles | شرارة شئ يستحيل نكرانه بذرة الأمل، الحقيقة في كل الأحوال تحترق بشدة تحت السطح فحسب |
| Hayvan elektriği yaşam kıvılcımı olabilir miydi? | Open Subtitles | هل تكون الكهرباء الحيوانية هي شرارة الحياة؟ |
| 4 milyar yıl önce, yaşamın herhangi bir kıvılcımı anında kül olmuş olmalıydı. | Open Subtitles | حيث أي شرارة للحياة ستحرق على الفور متحولة لرماد |
| Şimdi sadece bir karbon kıvılcımı yaratıp metali basitçe buharlaştırmak için kısa süreli elektrik akımı lazım. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة إلى شحنة كهربائية حتى تحدث شرارة كربونية حتى تبخر أساسا جزءاً من المعدن |
| Dünyayı kavuracak ve karanlığı kovacak kıvılcımı yaratan çarpışan âlimler var... | Open Subtitles | عقولهم المتصارعة رمت شرارة أشعلت العالم و مزقت الظلام |
| Kyle ve ben, kıvılcımı hayatta tutmak için ne gerekiyorsa yapıyoruz. | Open Subtitles | (كايل) وأنا نفعل ما بوسعنا من أجل أبقاء شعلة حُبنا متوهجة |
| Ama o kıvılcımı hissettiğimden emin değilim. | Open Subtitles | لكنني لا أعرف إذا أشعر بذلك الومضة |
| Eğer bu kıvılcımı alevlendirebilirsem buraya gelişim bir anlam kazanacak. | Open Subtitles | لو انى استطيع ان اوق تلك الشراره سيكون مجيئى هنا له معنى |