| Muhtemelen, hastalığın yayılması sınırlı olacak ve Kızamık salgını başlamayacaktır. | TED | ومن المرجح، إمكانية السيطرة على انتشاره ولن يتفشى مرض الحصبة. |
| Ne? Neden? Okulda Kızamık salgını çıktı ve yarım gün tatil oldu. | Open Subtitles | كانت هناك فترة تطعيم ضد الحصبة في المدرسة وأعطونا باقي اليوم اجازة |
| Gelip öğlen yemeği yeriz, belki de seni Kızamık yaparım dedim. | Open Subtitles | وفكرت أن آتي هنا لوقت الغداء وربما أسبب لك الحصبة حسناً |
| Korkuyorum. Çocukken Kızamık geçirdim, vücudum iş görmüyor. | Open Subtitles | . انا خائف انا عندى حصبة كالاطفال جسمى لن يعمل |
| Eğer bir gün bu şehirde Kızamık hastalığı geçiren biri görülürse hastalık bir dirençle karşılacaktır ve kişiden kişiye bulaşmayacaktır. | TED | وذات يوم، ظهر في هذه المدينة شخص مصاب بالحصبة. هنا سيجد المرض مقاومة شديدة ولن يستطيع الانتقال من شخص إلى آخر. |
| Ne birilerinin doğal savunması vardır, ne de Kızamık aşısı olmuşlardır. | TED | أي، لا يملك أحد مناعة طبيعية ولم يُطعم ضد الحصبة قبل ذلك. |
| Ve dünyadaki bir çok kentte Kızamık salgını boy gösterdi -- ABD'de, Avrupa'da. | TED | وحدث تفشي لمرض الحصبة في كثير من مدن العالم. في الولايات المتحدة، وفي أوربا. |
| İşin aslı, grip veya Kızamık gibi virüslerden daha az bulaşıcı. | TED | وفي الحقيقة إن فيروس الإيبولا أقل عدوىً من نظرائه من الفيروسات كالرشح أو الحصبة. |
| Örneğin, Kızamık daha 1990'da 4 milyon ölüme neden oluyordu, şimdi ise bu sayı 400,000'in altında. | TED | فعلى سبيل المثال, تسبب مرض الحصبة في وفاة أربعة ملايين وذلك إلى عهد قريب في عام 1990 والآن انخفضت إلى أقل من 400.000 |
| Yine de dadısına bu yolla Kızamık geçirdiğine inanmak oldukça zor. | Open Subtitles | لكن من الصعوبة التصديق أنه يستطيع أن ، يعطى الحصبة لمربيته بتلك الطريقة |
| Sizler basit bir Kızamık vakası değilsiniz. Siz vebasınız! | Open Subtitles | ايها الفتية انتم لستم حالة حميدة من الحصبة ,بل انكم الطاعون |
| Puls'dan sonra Kızamık salgını başladı. Herşey birbirine girmişti. | Open Subtitles | كان هناك تفشي لمرض الحصبة بعد ضرب النبضات، كان كل شيء مثل الفوضى |
| Dizanteri, Kızamık, zatürre kol geziyor, ama aşı yok, her köyde günde 15-20 kişi ölüyor. | Open Subtitles | يعيشون تحت هيمنة الخمير الحمر الزحار، الحصبة ذات الرئة لا لقاحات، بالطبع |
| Bir de romatizma ateşi, Kızamık, suçiçeği, zatürree. | Open Subtitles | أيضا، الحمى الروماتيزمية، الحصبة وجدري الماء، والالتهاب الرئوي |
| Yanlış hatırlamıyorsam orada da Kızamık olmuş Thomas ikizleri vardı. | Open Subtitles | وكما أتذكر كانت الغرفة محجوزة لأطفال ثوماس وكانو يعانون من الحصبة |
| Kızamık, grip, boğmaca sanki hepsi birden cehennemden yağmış gibi buralara. | Open Subtitles | الحصبة و الانفلونزا و مرض سعال الديك صعدوا من الجحيم كلهم فجأة |
| Bu arı Kızamık tarafından devrilmiş yada, benim adlandırdığım gibi "arızamığı" | Open Subtitles | لقد طرحت بسبب حصبة النحل أو كما أناديه، بيزليس |
| Beşinci sınıftayken Kızamık olmuştum. | Open Subtitles | كان لدي حصبة ألمانية من الدرجة الخامسة |
| Sen Kızamık olduğunda, bu karmaşadan çıkacağımı hiç sanmadım. | Open Subtitles | عندما أصبت بالحصبة ، إعتقدت أنني لن اخرج من ذلك المأزق بدون كشفي |
| Kimse Kızamık olmuş çocuklara bakıcılık yapmak istemiyor. | Open Subtitles | لا أحد يرغب بمجالسة أطفال مصابين بالحكاك |
| Çocuk felci, difteri, tetanos, boğmaca, Kızamık aşıları oluyoruz. | TED | لذلك نقوم بالتطعيم ضد شلل الأطفال والدفتيريا والكزاز والسعال الديكي والحصبة. |
| Kızamık ilacı, saatte bir içilmeli. | Open Subtitles | دواء للحصبة, يجب أن يعطى مرة كل ساعة. |
| Giysilerinin bir çoğu Kızamık geçirmemiş. | Open Subtitles | قالت أن معظم ملابسها لم تصاب بالجدري أيضاً |
| Yani hiç Kızamık, kabakulak ve su çiçeği testi yaptırmadınız mı? | Open Subtitles | إذاً فهو لم يتم فحصه من الحصبة و النكاف و الحصبة الألمانية؟ |
| Yani Kızamık, kabakulak ya da su çiçeği bile geçirmedi. | Open Subtitles | أنا أعنى.. لا حصبه.. لا غده نكفيه.. |