| - Saçmalama. Biz kardeşiz. Hem böyle bir töreni kaçıramazdım. | Open Subtitles | لاتكن سخيفاً، فأنت أخي ولن أفوت احتفالية كهذه |
| - İşler gerçekten çok yoğun ama Shorty'nin doğum gününü kaçıramazdım, hayatta olmaz! | Open Subtitles | تعلمين كنت مشغولة بالعمل لكنني لن أفوت عيد ميلاد أختي أبداً |
| Senin bu üniversiteyi bitirme maceranda yaşadıklarını kaçıramazdım. | Open Subtitles | ، لم أتمكن من تفويت رؤيتك تتحطم وتحترق في هذه المحاولة المضللة لإنهاء الجامعة |
| Dikkatimi toplayacak bir şeye ihtiyacım vardı. Yarışmayı kaçıramazdım. | Open Subtitles | أحتجت شيئا ليبقيني مركزة , لم أستطع تفويت هذه المنافسه |
| Ayrıca Chuck Bass'i kutlama fırsatını da kaçıramazdım. | Open Subtitles | وانتي تعلمي انا لن افوت فرصة للاحتفال بتشاك باس |
| Ama lise mezuniyeti, üniversite böyle şeyleri kaçıramazdım. | Open Subtitles | لكن تخرجكِ من المدرسة الثانوية , الكٌلية ما كنت لأفوت هذا |
| İşlerin nasıl değişeceğini görmeyi kaçıramazdım. | Open Subtitles | لا أريدُ أنّ أفوّت كيف سيكون مآل الأمور. |
| Evet, son İyi Geceler partimizi kaçıramazdım. | Open Subtitles | أجل، لا يمكنني أن أفوت حفلة ليلة جميلة أخيرة |
| Ben.Oğlumun düğününü kaçıramazdım. | Open Subtitles | بين، كيف أفوت حفل زفاف أبني؟ |
| Eski mekânımıza daveti asla kaçıramazdım. | Open Subtitles | -لن أفوت أبداً دعوةً لموطني القديم |
| Okuldaki ilk gününü kaçıramazdım. | Open Subtitles | صراحة , لم أستطع تفويت يومكَ الأوّل بالمدرسة. |
| Benim hatunun büyük gecesini kaçıramazdım. | Open Subtitles | حسناً، لا استطيع تفويت ليلة فتاتي الكبيرة |
| Biliyorum, ama otel işi 24 saatlik bir iştir, ve o aramayı kaçıramazdım. Arayan Graham Falco'ydu. | Open Subtitles | صحيح، لكن عمل الفنادق لا وقت له ولم أستطع تفويت تلك المكالمة |
| Spagetti gecesini kaçıramazdım. | Open Subtitles | نعم, حسنا, لا استطيع ان افوت ليلة السباغيتي |
| Bu geceyi asla kaçıramazdım. | Open Subtitles | لم يكن من الممكن ان افوت حفلتك |
| - Hastalanacaksınız. - Sizi görme fırsatını kaçıramazdım. | Open Subtitles | اوه , يداك باردتان - لم افوت فرصة ان اراك- |
| Tabii ki.Bunu asla kaçıramazdım. | Open Subtitles | بالطبع، ما كنتُ لأفوت هذا لقاء أي شيء |
| - Bunu dünyada kaçıramazdım. | Open Subtitles | لم أكن لأفوت هذا |
| Bunu kaçıramazdım. | Open Subtitles | لم أكن لأفوت الدعوة |
| Ana Confessor'ın Aydindril'e adaleti geri getirdiğini görmeyi kaçıramazdım. | Open Subtitles | و أفوّت فرصة مشاهدة مؤمنتي تـُعيد العدالة إلى "آندينريال" ؟ |
| Yarı finalleri kaçıramazdım. | Open Subtitles | لن أفوّت نصف النـّهائي |
| Çok güzel bir gün oluyor, bunu hayatta kaçıramazdım. | Open Subtitles | إنه يوم جميل ما كنت لأفوته مقابل العالم |
| Her neyse, bunu gözden kaçıramazdım. | Open Subtitles | على أية حال, لا أريد أن أتغيب عنه |