| Lan beş tane çocuk yetiştiriyorum ama geçen haftaki bölümü kaçırmadım. | Open Subtitles | تبا , أربي خمس أطفال ولم أفوت شيئا من الأسبوع الماضي |
| Beş yıldır kızlarımın tek bir voleybol maçını bile kaçırmadım. | Open Subtitles | لم أفوت أي مباراة كرة طائرة لابنتي منذ 5 سنوات |
| Ömrümde hiçbir Patern Günü'nü kaçırmadım ve bugünkünü de kaçırmayacağım. | Open Subtitles | أنا لم أفوت يوم نمط في حياتي ولن أبدا اليوم |
| Beş çocuk yetiştiriyorum ama ben bile geçen haftayı kaçırmadım. | Open Subtitles | إنيّ أربيّ خمسة أبناء، ولمْ أفوّت حلقة الإسبوع الماضي. |
| Evet, korkuyorum, ayrıca yapmış olduğum şeyden de memnun değilim ama bebeği ben kaçırmadım. | Open Subtitles | أجل، إنّي خائف، ولا،لستُسعيداًبمافعلنا .. لكنّي لم أخطف الطفلة. |
| Bunu size söylediğim için kusura bakmayın ama karınızı ben kaçırmadım. | Open Subtitles | آسف أنّ عليّ قول هذا لك لكنني لم أختطف زوجتك |
| Teslimat hazır olduğunda onu evinden aldırdım, kaçırmadım. | Open Subtitles | عندما كانت الشحنة جاهزة، أوصلته ولم أختطفه |
| Ayrıca hiç hasta olup işi kaçırmadım, bulaşıcı zatüre olduğumda bile. | Open Subtitles | و لم أتغيب يوماً عن العمل للمرض حتى عندما كنت مصاباً بالالتهاب الرئوي |
| Bugüne kadar tek bir treni kaçırmadım! | Open Subtitles | حتى اليوم انا لم افوت قطارا واحدا |
| - Ben bir ay. ...ama ondan sonra asla Lugosi'nin bir filmini kaçırmadım. | Open Subtitles | لكني لم أفوت فيلماً للوغوسي بعد ذلك الفيلم |
| Şükürler olsun ki numaralarla boyama dersini kaçırmadım. | Open Subtitles | حسناً، شكراً لله على أنني لم أفوت محاضرة الرسم بالأعداد |
| Ben kaçırmadım. Seni bu sabah Colin Forrester'ın olduğu bir taksiden inerken gördüm. | Open Subtitles | أنا لم أفوت ، رأيتك هذا الصباح "تخرجين من التاكسي مع "كولين فوريستر |
| Trenimi kaçırmadım, harika bir dvd okuyucu çöpte duruyordu ve cebir sınavında patlatmıştım. | Open Subtitles | لم أفوت قطاري، ومشغلة الأقراص كانت تجلس هناك بصورة مثالية واختبار الجبر أديته بكافآءه |
| Treni kaçırmadım. Harika bir Dvd oynatıcı buldum ve matematik testini geçtim. | Open Subtitles | لم أفوت قطاري، ومشغلة الأقراص كانت تجلس هناك بصورة مثالية |
| Ben hiçbir maçı kaçırmadım, hiçbir yıldönümünü unutmadım. | Open Subtitles | لم أفوت أبداً مباراة كرة قدم لم أنسى أبداً ذكرى سنوية |
| Beş yıldır şovun bir bölümünü bile kaçırmadım. | Open Subtitles | لم أفوّت ولا حلقة منذ خمس سنوات |
| Tracy bu kızı ben kaçırmadım. | Open Subtitles | (ترايسي)، لم أخطف هذه الفتاة، أحدهم يحاول توريطي |
| Ben kimseyi kaçırmadım. | Open Subtitles | أنا لم أختطف أحداً |
| Kokainini çaldım ama adamı kaçırmadım amına koyayım. | Open Subtitles | لقد سرقت الكوكايين منه لكن لم أختطفه شخصيًا |
| Ayrıca hiç hasta olup işi kaçırmadım, bulaşıcı zatüre olduğumda bile. | Open Subtitles | و لم أتغيب يوماً عن العمل للمرض حتى عندما كنت مصاباً بالالتهاب الرئوي |
| Bugüne kadar tek bir treni kaçırmadım! | Open Subtitles | حتى اليوم انا لم افوت قطارا واحدا |
| - kaçırmadım, Kimse geliceğinizi söylemedi. | Open Subtitles | لم تفتني مقابلتك في الواقع لم يبلغني أحد بوجودك هنا |
| Ayrıca 20 yıldır bir festivali bile kaçırmadım. | Open Subtitles | في الواقع لم يفوتني حفل في 20 سنة |
| Hiçbir şey kaçırmadım. | Open Subtitles | انا لم اخطأ في اي شئ |
| Buffy başlamak üzereydi, ve ben hiç bir bölümünü kaçırmadım. | Open Subtitles | بافي " كان على وشك البدأ " و أنا لا أفوته أبداً |
| Dondurma ve keki kaçırmadım, değil mi? | Open Subtitles | أنا لم أتأخر عن الكعكة و الآيس كريم .. أليس كذلك؟ |
| Bu çok fazla. Ben onu kaçırmadım. | Open Subtitles | الـ"إختطاف" كلمة قوية جداً لم أخطتف أخي |