| Eğer Kase'yi bize göstermezseniz, kalenizi kaba kuvvetle ele geçiririz. | Open Subtitles | اذا لم ترينا الكأس المقدّسة سنأْخذ قلعتكم بالقوة |
| Ne yazık ki bu sırada, Ayres adındaki masum bir tekneci kaba kuvvetle boğulur. | Open Subtitles | وللأسف كلفت حياة رجل مراكبى برئ اسم ايرز اُغرِقَ بالقوة |
| Yani ya kendi rızanla çıkarırsın ya da ben her zaman kaba kuvvetle çıkarabilirim. | Open Subtitles | لذا إمّا أن تقوم بخلع سروالك بنفسك، أو يمكنني فعل هذا بالقوة |
| Onları kaba kuvvetle haklamaya çalışma. | Open Subtitles | لا تحاول وأخذها على مع القوة الغاشمة. |
| Çünkü kaba kuvvetle çevresini şekillendirmek için yeterli kaynağı yoktur. | TED | من خلال القوة الغاشمة. |
| İşlerini kaba kuvvetle yürüten bir kimse toplum için tehlikeli bir kimsedir. | Open Subtitles | الشخص الذي يريد تنفيذ رغباته بالقوة يثبت أنه خطرا على المجتمع |
| Sadece kaba kuvvetle her şeyi çözemeyeceğini bilmen gerekir. | Open Subtitles | مِن المُفـتَرض أن تَعرف أنَّك لا تستطيع حلّ أي شئ بالقوة الغَشيمة وحدها. |
| Fakat taktiklerimiz ile, kaba kuvvetle değil. Aklından neler geçiyor? | Open Subtitles | -ولكن بالتخطيط المٌسبق وليس بالقوة الغاشمة |
| Kavanozlar büyülü, kaba kuvvetle açamazsın. | Open Subtitles | الجِرار مسحورة لا يمكن كسرها بالقوة |
| Ve korumaya yemin ettiğim iyilik ve kutsal kader doktrinin... kaba kuvvetle insanlara zara vermek için kullanılmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | وأنا لن أقف جانبا بينما التعاليم المقدسة في حُسن النية والإيمان التي أقسمت على دعمها تؤدي للإلتواء والدجل بالقوة وتستخدم لقمع الناس باستمرار! |
| Azgeda şehri kaba kuvvetle tutuyor. | Open Subtitles | (أزغيدا) تحكم هذه المدينة بالقوة وحدها |