| Normalde kadınların böyle konuşmasına aldırmam. Ama bu çok kabaydı. | Open Subtitles | عادةً لا أمانع كون النساء قاسيات لكن هذه وقاحة منكِ |
| Bu söylediğim şey çok kabaydı. Çok kabaydı. Özür dilerim. | Open Subtitles | هذه وقاحة ، أعلم عندما أقول شيء وقح فأسف لهذا |
| Yolun kenarında bizi bekletmen çok kabaydı. | Open Subtitles | لقد كان هذا فظاً جداً أن تبقينا هناك على زاوية الطريق |
| Yengeç hayalkırıklığıydı ve garsonlar çok kabaydı. | Open Subtitles | كان مخيبا للآمال سرطان البحر والمضيف وقحا. |
| Bununla birlikte kabaydı, suratının ortasına bir tane geçirmeliydim. | Open Subtitles | بالإضافة إلى ذلك, لقد كان وقحاً في الحقيقة كان يجب علّي أن أسحق وجهه |
| Geçen haftanın hemşiresine de böyle kabaydı. | Open Subtitles | لقد كانت وقحة مع ممرضة الأسبوع الماضي أيضًا. |
| Bu çok kabaydı majesteleri. | Open Subtitles | هذا تصرف فظ جدا بالنسبة لجلالتك |
| Bu sözlerin çok kabaydı ve bize bir özür borçlusun galiba. | Open Subtitles | عجباً ، هذه وقاحة وأعتقد أنك تدين لنا بإعتذار |
| Tamam, bu biraz kabaydı, ama hakettiğimi biliyorum. | Open Subtitles | .حسنٌ , لقد كانت وقاحة ,لكن لم يكن بيديّ حيلة |
| Beni orada tek başıma bırakmak, bir köylü için bile inanılmaz kabaydı. | Open Subtitles | حسناً ، هذا وقح للغاية حتى لسكان الجبال لأن تدعوني بالخارج وحدي |
| Bu çok kabaydı. Kusura bakma, O'nu kontrol edemiyorum. | Open Subtitles | ذلك وقح جداً , أنا آسف , لا أستطيع السيطرة عليه |
| Ayrıca garsonlara karşı kabaydı. Bundan nefret ederdim. | Open Subtitles | وهو وقح مع النادل وأنا أكره هذا |
| Yolun kenarında bizi bekletmen çok kabaydı. | Open Subtitles | لقد كان هذا فظاً جداً أن تبقينا هناك على زاوية الطريق |
| Bu oldukça kabaydı. | Open Subtitles | حسناً, لقد كان هذا فظاً للغايه |
| Aslında isterim, isterim çünkü biliyorsunuz geçen sefer konuştuğumuzda bana karşı oldukça kabaydı. | Open Subtitles | في الواقع أود ذلك لأننا عندما تحدثنا آخر مرة كان وقحا للغاية |
| Aslında isterim, isterim çünkü biliyorsunuz geçen sefer konuştuğumuzda bana karşı oldukça kabaydı. | Open Subtitles | في الواقع أود ذلك لأننا عندما تحدثنا آخر مرة كان وقحا للغاية |
| Çok lakayt ve kabaydı. Çok üzgünüm. | Open Subtitles | لقد سهوتُ للحظة لقد كان كلاماً وقحاً انا اَسفة حقاً. |
| Çünkü eminim ki biraz önce söylediğin şey çok ama çok kabaydı. | Open Subtitles | لأنني أراهن ما الذي قلته كان وقحاً للغاية. |
| "Kendisi, ülkesine cesurca hizmet etmiş bir denizciye karşı oldukça kabaydı." | Open Subtitles | "أنها كانت وقحة تجاه جندي بحرية سابق الذي خدم وطنه ببسالة" |
| Ve o sadece YAhudi yaşlı bir leydiydi ve kabaydı. | Open Subtitles | لقد كانت إمرأة عجوز يهوديه وكانت وقحة |
| Çok üzgünüm. Bu gerçekten çok kabaydı. | Open Subtitles | أنا آسفٌ جداً الأمر غير فظ كليّاً |
| Tamam, tam iki kez suratıma kapattı. Bu kabaydı. | Open Subtitles | لقد أغلق بوجهي مرتين هذه فظاظة |
| Ama çok da kabaydı. | Open Subtitles | لكنها كانت فظه جداً. |
| Orada bana söylediğin şey çok kabaydı. | Open Subtitles | كان ماقلته لئيماً |
| - Çağırdığı kişi bir yabancı değildi. - Tenis oyuncusu Camille Beauvais'dı. Benim için yabancıydı, ayrıca kabaydı da. | Open Subtitles | كاميلا كانت جيدة - لقد كانت غريبة ووقحة بالنسبة لى - |