| Neler oluyor bilmiyorum ama buraya geldiğinizden beri Kabil ve Habil gibisiniz. | Open Subtitles | لا أدري ماذا يحصل لكنكما تتعاركان مثل قابيل وهابيل منذ وصولكما هنا |
| Kabil'i öldürüp, Samson'u susturduğu için geceleri Tanrı'ya dua ediyor, ...inzivadan çıkıp ikinizin icabına bakmasını niyaz ediyorum! | Open Subtitles | لكن من الآن, سأدعو الله كل ليلة أن قابيل القتيل و سامسون المضغوط، يعودون من تقاعدهم |
| Kabil'e gidiyoruz! | Open Subtitles | هيا نذهب لكابول |
| Kabil'e dönmen gerek. | Open Subtitles | يجب أن تعود لكابول |
| Nisan'da Kabil çok güzeldir, güllerle dolu, çiçeklerle dolu. | TED | أبريل شهر جميل في كابول مليئا بالورود ومليئا بالأزهار. |
| Kabil'de bir erkek muhabir asla bir kadınla görüşemez. | TED | الأن ، أنا متأكدة ان أي محرر في كابول يمكن أن يجد أمرأة |
| Bana Kabil'in Habil'i neden öldürdüğünü hatırlıyor musun diye sordu. | Open Subtitles | لقد سألني إن كنت أعلم لماذا قايين قتل هابيل؟ |
| Kabil'de iki buçuk hafta kadar kaldık. | Open Subtitles | بقينا فى كابول لحوالى أسبوعين ونصف |
| Kabil'de bacakların kopsun diye ordu şimdi de iyi notlar mı istiyor? | Open Subtitles | أذآ , ماللذي يتطلبة دخول الجيش الآن.. ليجعل ساقك تنفجر في كابل |
| Kabil'e 3 yıl önce vardı ve efsanevi bir figür haline geldi. | Open Subtitles | وقد وصل إلى كابول قبل ثلاث سنوات من تحوله إلى شخصية أسطورية |
| Habil ve Kabil'den bu yana hiçbir cezanın beklenen caydırıcı etkisi olmamıştır. | Open Subtitles | من عهد قابيل حتى آخر من عاقبت هل حفزت اي شخص أو ردعته عن إرتكاب المخالفات |
| Sanırım Kabil yazları çok çalışarak mahsulü topluyordu Habil ise o sırada tarlada oyun oynuyordu. | Open Subtitles | أعتقد أن هابيل اجتهد طيلة الصيف في حصد محاصيله بينما كان قابيل يلعب في الحقل. |
| Kış gelince Kabil tüm fındıklara sahipti, Habil'in ise hiç fındığı yoktu. | Open Subtitles | وبحلول الشتاء، حصد هابيل كل البندق فيما لم يحصل قابيل على أي بندق. |
| Benim hatırladığım kadarıyla Habil başarılı bir doktordu ama ne zaman özel iksirini içse, Bay Kabil'e dönüşüyordu. | Open Subtitles | كما أتذكر فإن قابيل كان طبيباً ناجحاً ولكن عندما وضع تلك التوليفة الخاصة أصبح مغروراً. |
| Kabil'e geri dönemem. | Open Subtitles | لا أستطيع العودة لكابول |
| Bir çocuğu bulmaya Kabil'e gidiyorum. | Open Subtitles | إني ذاهب لكابول لأجد صبيا |
| - Kabil hakkında stresliyim. | Open Subtitles | -حول هذه الرحلة لكابول - استطيع روئيته |
| Ve bir akşam, Kabil'de çok hoş bir beyefendinin yanında oturuyordum, ve o bana Afganistan'da iyi olabilecek şeyler hakkında neler düşündüğümü sordu. | TED | وفي إحدى الليالي كنت أجلس بالقرب من رجل رائع في كابول وسألني مالذي تعتقدين أنه يجب فعله في أفغانستان لتحسين الوضع |
| Bu sayede, Almanya Caritas ile birlikte 3 yıllık bir projeye start verdim, ve 30 Afgan kadın ve erkek eğittik, ve Kabil'de 15 rehberlik merkezi açtık. | TED | وبفضل ذلك .. استطعت أن أبدأ مشروع مدته 3 سنوات ودربت 30 رجلاً وإمرأة أفغانية وقمنا بإنشاء 15 مركز إستشارة في كابول |
| Bana Kabil, Habil'i neden öldürdü, diye sormuştun. | Open Subtitles | لقد سألتني لماذا قايين قتل هابيل؟ |
| Kabil'deki herkes Komünizme küfrettiğimi işitti. | Open Subtitles | كل من فى كابول سمعنى ألعن الشيوعيين |
| Sabah saat altıda askeri bir konvoy Kabil'de pusuya düşürüldü. | Open Subtitles | فيالساعه0600, قافله عسكريه تعرضت لكمين في كابل |
| Kandahar'da bir gün geçirdikten sonra... Kabil'e gitmek üzere yola çıktık. | Open Subtitles | بتنا ليلة واحدة فى قندهار ثم غادرنا إلى كابول |