| Yardımını yalnızca, başka bir yol olmadığını düşünürsem kabul edeceğim. | Open Subtitles | سأقبل مساعدتك فقط فى حالة أن لم أجد طريقة أخرى. |
| Biraz uyumaya çalış tamam mı? Şey... sanırım o adamın teklifini kabul edeceğim. | Open Subtitles | أرجوك حاول أن تنال قسطاً من النوم؟ اعتقد أنني سأقبل عرض ذلك الرجل |
| Uluslararası Mahkemenin suçlarım için vereceği her türlü cezayı kabul edeceğim. | Open Subtitles | سأقبل بأي عقوبة تفرضها عليّ المحكمة الدوليّة لما اقترفته من جرائم |
| Ayrıca kabul edeceğim, çünkü gösterimiz bu şekilde devam edemez. | Open Subtitles | وبمعنى آخر سوف أقبل بعرضك هذا لو لم نتمكن من العمل هناك |
| Aday gösterilmemi gelecek salı yapılacak toplantımızdan hemen sonra kabul edeceğim. | Open Subtitles | الثلاثاء المقبل سأقبل ترشيحي بشكل رسمي بعد ترنيمة الكتاب المقدس مباشرةً |
| Aramızda kalsın, Fox bir iş teklif ederse, kabul edeceğim. | TED | لكن بيني وبينك، إذا عُرض علي عمل مع قناة فوكس، سأقبل به. |
| Pek çok isminiz olduğunu biliyorum, ama şu andaki seçiminizi kabul edeceğim. | Open Subtitles | أعلم انك رجل متعدد الأسماء ولكن سأقبل أختيارك الحالى |
| Öyleyse sizi olduğunuz gibi kabul edeceğim, siz de öyle yapın. | Open Subtitles | أنت تشعرين بذلك أيضا ، اذا سأقبل بك على حالك اذا فعلت بالمثل |
| Bu pek samimi olmayan bir teşekkürdü, ama bunu kabul edeceğim. | Open Subtitles | هذا ليس بالتقدير المطلوب، ولكنى سأقبل به |
| Diğerleri uygun teklif verirse kabul edeceğim. | Open Subtitles | قدم مهتمون آخرون لي عرضاً مناسباً سأقبل به |
| Bütün bir yıl senin tüm sıkıcı akşam yemeği davetlerini kabul edeceğim | Open Subtitles | سأقبل كل دعوات حضور حفلات عشائك المملة للسنه كلها |
| Eğer bana meydan okuyan olursa, elbette bunu itirazsız kabul edeceğim. | Open Subtitles | إذا أراد أي احد أن يَتحدّاني سأقبل تحديه |
| Geldiği zaman Bay Weston'ın nazik davetiyesini kabul edeceğim... tabi davetiyeyi düzenlemek çok uzun sürmezse. | Open Subtitles | سأقبل دعوة السيد ويستن اللطيفة عندما تصل إذا لم يأخذ وقت طويلا في تصميمها |
| Kimura'nın Hanabishi ile anlaşma yapma isteğini kabul edeceğim. | Open Subtitles | سأقبل طلب كيمورا, على عقد إتفاقية مع عائلة هانابيشي |
| Bunu daha önce hiç yapmadım ama, sizden rüşvet almayı kabul edeceğim. | Open Subtitles | لم يسبق أن فعلت هذا من قبل، لكني سأقبل برشوة منك. |
| Ben onların teklifini kabul edeceğim Bungalova evini satamam. | Open Subtitles | سوف أقبل أي سعر يعرضونه. ولكن لا أستطيع بيع بيت الأجداد. |
| Kendi yalnızlığımı kabul edeceğim ve hiçliğimin daha karanlık yerine gideceğim. | Open Subtitles | سأتقبل وحدتي فحسب و سأتوغل في مكان أكثر ظلمةً من العدم |
| Yargıç Harper'a kızgın olduğumu kabul edeceğim. | Open Subtitles | أنظر ، أنا سأعترف أنني كنت مستاء من القاضية هاربر |
| Bu hareketini sevgi göstergesi olarak kabul edeceğim. | Open Subtitles | سأعتبر ما حدث أنه مداعبة صغيرة أيها الوغد |
| Anlaşmayı kabul edeceğim ama yalnızca o çeteyi çökerteceğinize dair bana söz vermen şartıyla. | Open Subtitles | سأوافق على هذه الصفقة ولكن بشرط أن تعدني أنك ستدمر تلك الشبكة |
| Alabileceğin her zaferi kabul edeceğim. | Open Subtitles | ساقبل بإي شيء يمكنني الحصول علية |
| kabul edeceğim tek seyahat eve dönüştür. | Open Subtitles | الرحلة الوحيدة التى سآخذها هي العودة إلى دياري |
| Ve günün sonunda bu işte yalnız olduğumu kabul edeceğim. | Open Subtitles | وسأقبل في نهاية اليوم أنِّي وحيدة في هذا الامر |
| Bunu kabul edeceğim. Terry, sorun olmaz değil mi? | Open Subtitles | سوف اقبل العرض هل سوف تكون على مايرام , تيري؟ |
| Her şeyi olduğu gibi kabul edeceğim. | Open Subtitles | سأنظر إلى الجانب المشرق لكل الأمور سأصغي لكل ما تقولين |
| Galiba o işi kabul edeceğim ama keşke sen de benimle gelsen. | Open Subtitles | أعتقد أنني سأقبلها لكن فقط إذا أتيتِ معي |