Yukarıda olup bitenle ilgili kabuslar görmeye başladım. | Open Subtitles | لقد بدأت تاتيني كوابيس حول ما الذي يحدث بالأعلى |
- İlk başta ben de öyle düşünmüştüm, ama 20nci yaş günümden sonra kabuslar görmeye başladım. | Open Subtitles | ولكن بحلول عيد ميلادي العشرون بدأت في رؤية كوابيس |
Hasat sırasında, daha ufak bir kızken, babamın götürülmesi sonrası korkunç kabuslar görmeye başlamıştım. | Open Subtitles | رأيت كوابيس فظيعة من قبل عندما أخذ أبي وأنا فتاة صغيرة كانت علامة الانتقاء |
Aşırı dozdan sonra iyi gibiydi, ama yine korkunç kâbuslar görmeye başladı. | Open Subtitles | يَبدو أنهُ بخير بعدَ الجُرعَة الزائِدَة لكنهُ يَرى تِلكَ الكوابيس المُريعَة مُجدداً |
Kardeşim Cyril, korkunç kâbuslar görmeye devam ediyor. | Open Subtitles | أخي سيريل، تَعلَمين، ما يَزال يَرى تِلكَ الكوابيس المُرعِبَة |
Bu gerçekten mucize gibi. O yokken kabuslar görmeye başladım. | Open Subtitles | هذة لديها قوة كبيرة بدونها كان لدى كوابيس |
kabuslar görmeye başladım. Hep aynısını. | Open Subtitles | بدأت أشاهد كوابيس, دائماً نفس الكابوس |
Ray'e danışmaya yetecek kadar onu üzen kabuslar görmeye başladı. | Open Subtitles | كانت لديها كوابيس جعلتها تنزعج "وتقوم بإستشارة"راي |
Ve kızım yine kabuslar görmeye başladı. | Open Subtitles | وإبنتي كان لديّها كوابيس ثانيةً. |
kabuslar görmeye başladım. | Open Subtitles | لكنى بدأت ارى كوابيس مفزعة |