| Özlemişim ama başkalarına acı vermek kadar da değil. | Open Subtitles | لقد افتقدته ولكن ليس بقدر إلحاق الأذى بالآخرين. |
| Bu yerden nefret ettiği kadar da değil. | Open Subtitles | ليس بقدر كرهها لهذا المكان |
| O kadar da değil. | Open Subtitles | ليس بقدر كبير |
| Ben ve ortağım, parti düzenleriz. Bu işte iyiyizdir, ama o kadar da değil. | Open Subtitles | نقوم أنا وصديقي بتقديم حفلات وأنا بارع جيداً بذلك، لكن ليس بتلك البراعة |
| Şey, o kadar da değil. | Open Subtitles | حسناً، ليس لهذه الدرجة لقد كنت صريحاً معي |
| Josie bile endişelenmiş. - O kadar da değil. - Daha dikkatli olmalısın. | Open Subtitles | -ما كنت لأتمادى لهذا عليك أن تكون أكثر حذرًا |
| O kadar da değil. | Open Subtitles | ليس بقدر كبير |
| - O kadar da değil! | Open Subtitles | . حسناً ، ليس بتلك السخونة |
| O kadar da değil. | Open Subtitles | ليس بتلك الجودة |
| Derimin altına işlediğini biliyordum ama bu kadar da değil. Bekle. | Open Subtitles | أعرف أنه أثار إزعاجي لكن ليس لهذه الدرجة |
| Yani, irisin ama o kadar da değil. | Open Subtitles | أعني أنك ضخم ولكن ليس لهذه الدرجة |
| Josie bile endişelenmiş. - O kadar da değil. - Daha dikkatli olmalısın. | Open Subtitles | -ما كنت لأتمادى لهذا عليك أن تكون أكثر حذرًا |