| Dünyada kaçabileceği o kadar yer ve insan varken, o seni seçti. | Open Subtitles | من بين كل الأماكن في العالم التيقديذهبإليها.. ومن بين كل الناس، فقد اختارك أنت |
| Saklanacak o kadar yer varken, sen Dyson'a geldin. | Open Subtitles | من بين كل الأماكن التي كنت قادرا على الإختباء فيها أتيت لمكان دايسون. |
| O kadar yer içinde seçtiğin... | Open Subtitles | من بين كل الأماكن التي كان بأمكانك أختيارها |
| Lastik botlarda maymunlar için yeteri kadar yer bırakmamız gerek. | Open Subtitles | سنحتاج إلى مكان واسع على تلك القوارب . لتلك القرود |
| Herkes hangi cehennemde? İçeri gel. Yeteri kadar yer var. | Open Subtitles | أين هم الجميع ؟ تعال للداخل , هناك مساحة كافية |
| Bak, Lily, onun yanında ikimize yetecek kadar yer yok. | Open Subtitles | أنظري , ليلي , لا يوجد مكان كافي لديه . لنا نحن الأثنان |
| Yamaçta harika okullar ve müthiş bir manzara var, ama bu kadar yer lazım mı? | Open Subtitles | لكن , مرلين انت تعلم اننا ليس مرغوب فينا مع المدارس العظيمه و المناظر الذهله لكن حقا هل نحتاج لمكان اكبر ؟ |
| Kameraya çekecek o kadar yer varken, ...sen tuttun para kazanabileceğin bir suçu çektin. | Open Subtitles | من بين كل الأماكن التي يمكنك أن تصورها بكاميرتك قمت بصويبها إلى الجريمة التي تدر المال |
| Bu kadar yer varken, pjamalarına mı sakladın? | Open Subtitles | أخفيتيها في ملابٍس نومك من بين كل الأماكن |
| Dave Duncan'ın adaletten kaçabileceği o kadar yer varken neden acaba senin ailenin göl evine kaçtı? | Open Subtitles | من كل الأماكن التي يمكن أن يكون "ديف دنكان" مختبئ عن القانون لماذا هرب نحو منزل البحيرة الخاص بعائلتك؟ |
| O kadar yer varken Marseilles'de kapalı kaldık! | Open Subtitles | بأن نحبس في (مارسيليا) من بين كل الأماكن. |
| O kadar yer dururken Lorelei burada öldü. | Open Subtitles | و"لوريلاى" ماتت هنا من بين كل الأماكن |
| Dünya'da saklanacak o kadar yer varken bu salak herif Detroit'i mi seçmiş yani? | Open Subtitles | من بين كل الأماكن في العالم... هذا الأحمق اختار (ديترويت)؟ |
| Yer değiştirmek istersen arkada uzanabileceğin kadar yer var. | Open Subtitles | إن كنتي تريدين إستبدال المقاعد هناك مكان واسع للإستلقاء هنا بالخلف |
| Bir adamın isteyebileceği ya da ihtiyaç duyacağı kadar yer var. | Open Subtitles | إنه مكان واسع كرجل يحتاجه أو يريده. |
| Düşünüyorum da, hızlanacak kadar yer yok. | Open Subtitles | أعتقد أنه ليس لدينا مساحة كافية لزيادة السرعة |
| Yavaş ol dostum. İkimizin de yürümesine yetecek kadar yer var. | Open Subtitles | يا، لا بأس، صديقي، هناك مساحة كافية لنا نحن الإثنين |
| Bir kedi sallayacak kadar yer yok. | Open Subtitles | لا توجد مساحة كافية لإدارة هرة من ذيلها! |
| Umarım dört kişiye yetecek kadar yer vardır, çünkü şu kapkekle asla aynı yatağa girmem. | Open Subtitles | أمل أن تكون هُناك مكان كافي لكم لأنه مُحال أن أشارك سريري مع هذا الأبله. |
| ama bu kadar yer lazım mı? | Open Subtitles | حقا , هل نحن نحتاج لمكان اكبر ؟ |