| Sanırım domuz pastırmasının kızarma sesini duymadığımdan kendi kahvaltımı da kendim hazırlayacağım. | Open Subtitles | أعتقد عليّ عمل فطوري لوحدي، منذ لم أعد أسمع أزيز لحم الخنزير |
| Oturmuş, kahvaltımı ediyorum sen gelmiş, anlam veremediğim şeyler anlatıyorsun bana. | Open Subtitles | أنا جالسة هنا وأتناول فطوري وأنت تخبرني أمور غريبة لا أفهمها |
| İzninle kahvaltımı rahat rahat bitireyim. Bana gazete gönderin. | Open Subtitles | والان دعني انتهي من فطوري في سلام ارسل لي صحيفة .. |
| İlk kahvaltımı ettim ve 20 tatlı kaşığı şekere denk geldi. | Open Subtitles | على وجبة إفطاري الاولى ولقد وصلت إلى 20 ملعقة من السكر |
| kahvaltımı ödediğin için bahşiş bırakıyorum. Ama normalde asla yapmazdım. | Open Subtitles | عندما تجلب الإفطار ، سأدفع ،وإلا لن افعل |
| Saçım, Protestan saçı gibi dikildi ve ilk Komünyon kahvaltımı kustum. | Open Subtitles | وبـرز شعري مثل بروتستانتي وتقـيأت أول فطور رباني لي |
| Bu durum nasıl benim kendi kahvaltımı yapmaktan daha büyük bir problem oluyor? | Open Subtitles | كيف أن هذه مشكله أكبر من أنني أقوم بعمل فطوري بنفسي؟ |
| kahvaltımı bitirene kadar bir yere gittiğimiz yok tamam mı? | Open Subtitles | لن لنذهب إلى أي مكان حتّى أنهي فطوري ، حسنًا ؟ |
| Saat 8'de, çığlık attıktan sonra kahvaltımı yapmadan önce seni arayacağım. | Open Subtitles | سأتصل بك الساعة الثامنة بعد أن أصرخ لكن قبل أن أتناول فطوري |
| Şimdi, izninizle, odamda kahvaltımı yapacağım. | Open Subtitles | الآن، لو تعذروني سأتناولُ فطوري بمفردي في غرفتي. |
| Bu konuya yeniden döneceğim ama vejetaryen kahvaltımı sindirdikten sonra, ha? | Open Subtitles | انا ذاهب الى إعادة النظر في كل هذا بعد أن أكون قد هضمها فطوري النباتي، إيه؟ |
| Şimdi müsaadenle penisini düşünmeden kahvaltımı yapmaya çalışacağım. | Open Subtitles | ألان، أعذرني سوف أحاول أن أكل فطوري دون التفكير في عضوك الذكري |
| 3 Temmuz 2017'de Erken uyandım, müsli ve meyveyle normal kahvaltımı yaptım ve duvarın dibine güneş doğmadan vardım. | TED | في 3 يونيو، عام 2017، استيقظت مبكرًا، تناولت فطوري المعتاد من حبوب الميوسلي والفاكهة ووصلت إلى قاعدة الجدار قبل شروق الشمس. |
| kahvaltımı yaparken bir YouTube videosu dinleyeceğim.'' | TED | سأستمع إلى فيديو في اليوتيوب بينما أتناول فطوري." |
| kahvaltımı getirmeye gitmişti. Onu arabaya ben aldım. | Open Subtitles | دخل ليجلب فطوري وحينها أركبت المصاب |
| Niye ses çıkaran şey kahvaltımı yiyor? | Open Subtitles | لما التي ضجيجها أكبر تأكل فطوري ؟ |
| kahvaltımı hazırlıyorsun. | Open Subtitles | و تحرقين فطوري و أنتِ هنا كل ليلة |
| Evet, içimden ne geliyorsa çizmemi söylediniz, ben de daha yeni kahvaltımı yapmıştım. | Open Subtitles | أجل, لقد أخبرتني أن أرسم أي شيءٍ يخرج مني، فرسمت إفطاري |
| Söyleyeceklerin kahvaltımı yarıda kesecek kadar önemli olsa iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل أن يكون هذا مهماً كفاية لمقاطعة إفطاري |
| kahvaltımı ödediğin için bahşiş bırakıyorum. Ama normalde bırakmazdım. | Open Subtitles | عندما تجلب الإفطار ، سأدفع ،وإلا لن افعل |
| -İkinizde kahvaltımı mahvetmiştiniz. | Open Subtitles | كان هناك اثنين من أنت تخريب بلدي وجبة الإفطار. |
| Bugün size alametifarika kahvaltımı hazırlayacağım. | Open Subtitles | فقط جيد يَأْكلُ. الآن، هذا الصباحِ، سَأَجْعلُ توقيعي فطور لَك |
| kahvaltımı sipariş ettin mi? | Open Subtitles | هل طلبتِ لي إفطاراً ؟ |
| Mecburen çünkü her Pazar kahvaltımı annemlerde ederim ve o bütün gün boyunca eski şarkıları dinler. | Open Subtitles | لأنه في كل يوم أحد أتناول الفطور في منزل أمي وتستمع للأغاني القديمة طوال النهار |