| Yani 7:30`da ışıklar kapanacak kahveden, çaydan ve kolalı içeceklerden uzak duracaksınız. | Open Subtitles | لذا تطفأ الأضواء في السابعة والنصف، وامتنعوا عن القهوة والشاي ومشروبات الكولا. |
| Müsaadeniz olursa, öğretmenler odasından kötü kahveden almak için beş dakikam var. | Open Subtitles | حسناً، لو عذرتني، لديّ خمس دقائق لجلب القهوة سيئة من غُرفة المُعلمين. |
| Ama içimden bir ses, bunun kahveden fazlası olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لكن يخبرني شيء أنّ الأمر يتعلق بأكثر من تناول القهوة. |
| Burada da ekstra sıcak kahve, ve gördüğünüz gibi burada ekstra sıcak kahveden bile daha sıcak olan bir nokta var. | TED | وهنا لديك قهوتك الأكثر سخونة. ويمكن أن ترى أن هناك نقطة صغيرة حيث ما زال النهر أكثر سخونة حتى من القهوة الأكثر سخونة. |
| Sıcak bir fincan kahveden sonra iyi bir yemekten sonra, iyi bir seksten sonra. | Open Subtitles | بعد كأس حار جيد مِنْ القهوةِ بعد وجبة طعام جيدة و... جيد، أمارسُ الجنس معها بشدّة... |
| Bunlar, kahveden parfüme kadar, gerçek hayatta koklayacağınız... ...neredeyse herşeyin yapılmış olduğu beş atom. | TED | هذه هي الذرات الخمس التي يتكون منها كل شيء تقريبا ستشتمونه في حياتكم الواقعية ،من القهوة الى العطر. |
| Efendim uçtuğunuz gece, termostaki kahveden siz de içmiş miydiniz? | Open Subtitles | سيد هل شربت من القهوة التي كانت في الحافظة التي أخذتها معك في الرحلة ؟ |
| Evet, bayım! Duştan veya bir bardak sıcak kahveden bile daha etkili. | Open Subtitles | نعم سيدي إنه أفضل من الحمام و كأس حار من القهوة |
| Onu hemen ayıltmak için kahveden daha sert bir şey lazım. | Open Subtitles | لكيتفيقهبسرعة, يجب أن تستعمل شيء أقوي من القهوة. |
| Bana bir iyilik yap tatlım. Şu özel kahveden getiriver. | Open Subtitles | اسدى لد معروفا عزيزتى اصنعى لي قدحا من القهوة |
| Yukarıya gel. kahveden daha fazlasına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | إصعدي إلى هنا, نحن سنحتاج شيء اكثر من القهوة فقط |
| Ben de hazır kahveden nefret ediyorum ama içiyorum, değil mi? | Open Subtitles | حسناً ، أنا أكره القهوة المجهزة لكنني أشربها ، أليس كذلك ؟ |
| Hiçbir şey kahveden daha sıcak değil. Yani kahve trendi yükselişte. | Open Subtitles | ليس هنالك ماهو أسخن من القهوة لذا،الآمال مرتفعة |
| Belki de kahveden ya da uyarıcıdan daha iyi olduğunu söylemeliyiz. | Open Subtitles | ربما يجب علينا التحدث عن أن هذا أفضل من القهوة أو علاج الديكسيدرين |
| Belki zinde kalmak için kahveden fazlasını kullanıyordur. | Open Subtitles | مما يجعله يستخدم أكثر من القهوة لتساعده على الصمود |
| Bana kızgın olduğunu biliyorum, ...ama kahveden bunu çıkarman mı gerekiyordu? | Open Subtitles | أعلم أنك غاضب مني لكن عليك أن تُخرجها من القهوة |
| kahveden fazlasını yapabileceğimi biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف بأنني استطيع أن أقوم بأكثر من تحضير القهوة |
| Neden kafeinsiz kahve normal kahveden daha pahalı değil? | Open Subtitles | عديمة الكافيين لا يكلف أكثر من القهوة العادية؟ |
| kahveden olmalı. İçine bir şeyler atmış olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنّها القهوة لا بدّ أنّه تلاعب بها بطريقةٍ ما |
| Ve bu da şu kapıdan içeri girdiğinde... ..bir fincan kahveden daha fazlası yapıyor. | Open Subtitles | وهو سَيَأْخذُ أكثر مِنْ a كأس القهوةِ لصَبْح في الداخل هنا. |
| Görüşmek üzere, kahveden sonra. | Open Subtitles | سوف اراك لاحقا , بعد شرب القهوه |