| Çünkü keşfettim ki kanıksadığım yüzlerce insan olmasa benim kahvem de olmayacaktı. | TED | واكتشفت أنني لن أحصل على قهوتي دون وجود مئات الأشخاص الذين كنت أعتبر أن وجودهم أمر لا بد منه. |
| Sonunda fark ettim ki kahvem dünyadaki diğer pek çok şey gibi her kesimden inanılmaz sayıda insanın çabasının birleşimini gerektiriyor. | TED | لقد أدركت أن قهوتي مثل بقية الأشياء الكثيرة في العالم، تتطلب عملًا مشتركًا لأعداد هائلة من البشر من مختلف المهن والتخصصات. |
| kahvem şu anda tam kıvamında, Bunun dışında hiçbir şey beni etkileyemez. | Open Subtitles | انتظرى يا سيدتى فأنا آخذ قهوتي ذات اللون المثالي إنها الشيء الوحيد التى سيكون لى الليلة |
| Lütfen, paltonuzu çıkartın. Güzel, sıcak kahvem var. | Open Subtitles | رجاءً اخلع معطفك لدي بعض القهوة الحارة اللذيذة |
| Sabah kahvem ve çapraz bulmacamla aramda büyük bir merdiven ve kanca duruyor. | Open Subtitles | من اول كوب قهوة والكلمات المتقاطعة اليس لديك منزل ياجون؟ |
| kahvem oldukça iyi. Seninki nasıl? | Open Subtitles | قهوتى جيدة جدًا، كيف هى خاصتك؟ |
| Kavuşmayı sevdiğim tek şey var kahvem. | Open Subtitles | .. الشيء الوحيد الذى أحبه مكتمل السواء . هو قهوتي |
| Kavuşmayı sevdiğim tek şey var kahvem. | Open Subtitles | .. الشيء الوحيد الذى أحبه مكتمل السواء . هو قهوتي |
| - Bu benim kahvem değil. - Starbucks'tan aldığım Kenya kahvesi nerede? | Open Subtitles | هذه ليست قهوتي اين مزيج القهوه الكينيه المفتخر خاصتي؟ |
| kahvem olmadan başlayamam dedi. ve ben de; yıllardır kahve içmiyor olmalı dedim. | Open Subtitles | أنا من دون فائدة دون قهوتي و بعدها قلت لا بد أنه لم يشرب القهوة منذ أعوام |
| Benim kahvem muhtemelen daha çok süttü ama yine de kendimi büyümüş hissederdim. | Open Subtitles | قهوتي كانت على الأغلب معظمها حليب لكني شعرت أني ناضجة |
| Pekâlâ kahvem bir mağaraya doğru damlıyor gibi gelmiyor mu? | Open Subtitles | حسنا , هل يبدو وكأن قهوتي تقطر في كهف ؟ |
| Teşekkürler Konfüçyüs. Bir dahaki sefere suikasta uğradığımda bunu hatırlayacağım. O benim kahvem. | Open Subtitles | شكراً لك أيّها الفيلسوف، سأتذكر ذلك في المرة المقبلة التي أُقتل فيها، هذه قهوتي. |
| kahvem ve kurabiyem, ve 5 dakikalık huzur ve sessizliğimi benden çaldın. | Open Subtitles | قهوتي وكعكي والخمس دقائق من الهدوء والسكينة التي سرقتِها مني |
| - kahvem o kadar mı güzeldi? | Open Subtitles | هل كانت قهوتي جيدة الى هذا الحد |
| kahvem bitmiş. 12 tane içtim ama hiçbir şey hissetmiyorum. | Open Subtitles | لقد نفذت مني القهوة ، شربت منها 12 كوب ولم أشعر بشئ |
| Eğer kahvem biterse, sözünü bitirmeden geri gelebilir miyim? | Open Subtitles | إن ذهبت لإحضار القهوة أسأعود قبل أن تنهي كلامك؟ |
| Bu sabah sana karşı ters davrandıysam üzgünüm. Bilirsin sabah kahvem olmadan böyleyimdir. | Open Subtitles | آسف لتصرّفي ببلادة صباح اليوم، تعرفين أنّي أتوه من دون قهوة الصباح |
| Haydi, kafeinsiz kahvem olacaktı. | Open Subtitles | تعال, اعتقد أني أملك قهوة خالية من الكافيين |
| Onları da buluruz. kahvem de geldi. | Open Subtitles | سوف نحصل عليه هل هى قهوتى |
| kahvem için süt almaya geldim ama sizde de bitmiş. | Open Subtitles | أتيت فقط لإحضار اللبن لقهوتي و لم أجد |
| Burası benim kahvem, benim bölgem. | Open Subtitles | إنها مقهاي ، أرضي |