| Ne diyordum, polis oturmuş kahvesini yudumluyormuş, tamam mı? | Open Subtitles | على أي حال ، فإن مؤتمر الأطراف هو يجلس هناك ، يحتسي قهوته ، ترى؟ |
| Babamın yemeğini hazırlarken ona kendi limonlu Snapple'ımı verip, İtalyan kahvesini almışım. | Open Subtitles | ،عندما كنت أُعبّئ الغداء لأبي أعطيته عصير الليمون الخاص بي وأخذت قهوته الإيطاليّة الفاخرة |
| Ve Bay Sloan çok şey beklemez, sadece telefonlarını cevapla, kahvesini getir, eğer seninle konuşmazsa bunu kişisel olarak algılama. | Open Subtitles | السيد سلون لايتوقع الكثير إعداد قهوته والرد على هواتفه |
| Kocamın kahvaltısını hazırlamak için kalkmasam da... kahvesini içerken yanında oturabilirim. | Open Subtitles | لا ,إذا لم أستطع إعداد القهوة لزوجى على الأقل سأجلس معه بينما يتناولها |
| Ama en azından Bay Shaw kahvesini içmeden önce odaya en son kimin girdiğini biliyoruz. | Open Subtitles | لكننا كنا نعرف من كان في المكتب قبل أن يرتشف القهوة |
| Büyük bir fincanı vardı ve kahvesini hep onun içinde kahve içerdi. Kahvaltıda İrlanda soda ekmeği yerdi. | TED | كان لديها هذا الكوب الكبير الذي صنعته كانت تحب شرب قهوتها منه، وكانت تحب خبز الصودا الإيرلندية على الفطور. |
| kahvesini getirdiğimde, bilgisayarın konuştuğunu duydum. | Open Subtitles | عندما أحضرت له قهوته سمعت الحاسوب يتحدث معه |
| kahvesini bitirip çalışmak için buraya geldiğini farz edin. | Open Subtitles | بفرض أنه سينهي قهوته و يقرر الذهاب إلى العمل |
| Çok öksürüyordu, kahvesini üstüne döktü kıyafetlerini çıkartıp, yıkayıp kurutmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان يسعُل كثيراً وسكب قهوته على نفسه فأخذتُ ملابسه وغسلتها وجففتها |
| Muhtemelen yeni bir donut ve de kahvesini doldurmamı istiyordur. | Open Subtitles | ربما يريدني أملىء كوب قهوته وآتي له بدونات |
| Ama sabah kahvesini nereden aldığını söyleyebiliriz. | Open Subtitles | أجل، يمكن أن نخبرك أين يتناول قهوته الصباحيّة |
| Şeker bitmiş, ayrıca Bakan kahvesini süt değil kremayla içiyor. Biraz acele edin. | Open Subtitles | نفذ السكر والوزير لا يشرب قهوته مع الحليب بل الكريمة |
| Bazen bir şey ararsın ve aslında onun tam önünde kahvesini yudumladığını görmezsin ya... | Open Subtitles | واحيانا تبحث عن شيء وتجده امامك يحتسي القهوة |
| 6:45 de uyanır, 6:50 de kahvesini koyar. | Open Subtitles | أنها تستيقظ في 6: 45, تضع على القهوة في 6: 50 |
| Herkes kahvesini ve... diğer ihtiyaçlarını aldı mı? | Open Subtitles | الآن هل كل من نحبهم ، يحبون القهوة أو أي مشروب ربما يحبونه؟ حسناً ، إذاً فالنبدأ |
| Günün son kahvesini içmek veya yürümek falan istemez misin? | Open Subtitles | لا تريدي الذهاب .. لإحتساء القهوة أو نتمشي أو شيء آخر؟ |
| Günün son kahvesini içmek veya yürümek falan istemez misin? | Open Subtitles | أنا أيضاً لا تريدي الذهاب .. لإحتساء القهوة |
| Cristina mutfakta oturmuş kahvesini içiyor ve şiirle uğraşıyordu. | Open Subtitles | كريستينا جلست بالمطبخ لتشرب القهوة و تعمل على شعرها |
| kahvesini içip giyindi kısa bir yürüyüşe çıktı." | Open Subtitles | تناولت قهوتها و ارتدت ملابسها و ذهبت فى جولة قصيرة |
| Annem kahvesini dökmüş, babam da temizlemesine yardımcı olmuş. | Open Subtitles | أمي أسقطت قهوتها و أبي قام بمساعدتها في التنظيف |
| Aslında canı sıkkın vatandaşın biri kazara kahvesini döktü. | Open Subtitles | في الحقيقة، غضبُ مواطنة أدى ذلك إلى سكب قهوتها. |
| Biraz saygılı ol. Üzgünüm, Sabah kahvesini içmeyince çok huysuz oluyor. | Open Subtitles | كن لطيفاً، أنا أسفة هو غاضب لانه لم يشرب قهوة الصباح. |
| kahvesini koyup, odasını topluyorum. | Open Subtitles | انا صببت له القهوه ورتبت هذه الاشياء |