"kalırken" - Translation from Turkish to Arabic

    • بينما
        
    • إقامتي في
        
    Her iki hastanenin de son 1000 hastasından, A hastanesinde 900'ü hayatta kalırken B hastanesinde sadece 800 kişi sağ kalmış. TED من آخر 1000 مريض في كلا المستشفيين 900 منهم نجا في المشفى أ، بينما فقط 800 منهم نجا في المشفى ب
    Karım annemle birlikte kalırken, sırf İngilizler gözü dönmüş bir meczup olduğumu düşündüğü için seninle burada kalmam yazılmış kaderimde. Open Subtitles وقدَري هو أن يكون لدي زوجةً تعيش مع والدتي بينما أنام هنا معكم بسبب أن الإنجليز يظنون أنني مجنون يهذي
    Şimdi diğer canlılar genlerinin kendilerini adapte ettiği yerlerle sınırlı kalırken , sosyal öğrenme ve dille bizler çevreyi gereksinimlerimiz doğrultusunda dönüştürebiliriz. TED بينما كانت الأجناس الأخرى محدودة بالأماكن التي مكنتهم جيناتهم من التأقلم فيها، نحن بواسطة التعلم الاجتماعي، نستطيع تغيير البيئة لتتماشى مع حاجاتنا.
    Orada mülteci olarak kalırken bize ne olacağını bilmiyorduk. TED احذروا منها. و بينما كنا هناك كلاجئيين، لم نكن نعلم ما سيحدث لنا.
    New York'da bir otelde kalırken Bayan Ventura ve oğlu ile tanıştım. Open Subtitles تعرفت بالآنسة "فنتورا" وابنها... خلال إقامتي في فندق... .
    Sydney Opera sarayında kalırken o yaz Hugh benimle prova yapmıştı ve eminim ki o da şarkı yorumundan en az benim kadar etkilenirdi. Open Subtitles (هيو) تدرب معي في الصيف الذي كنت في إقامتي في منزل سدني للأوبرا، وأنا متأكدة أنه لن يكون...
    Boya parçacıklarının birazı dermisin jelimsi yapısında asılı kalırken, diğerleri fibroblast denilen deri hücrelerince yutulur. TED بعض جزيئات الحبر تعلق في المصفوفة الهلامية في الأدمة بينما تبتلع خلايا في الأدمة تدعى الخلايا الليفية الباقي منه.
    Öte yandan, eğer para miktarı aynı kalırken daha fazla eşya ve hizmet üretilmeye başlarsa, paranın değeri artar ve bu sürece deflasyon denir. TED من ناحية أخرى، إذا بقي تزويد الأموال كما هو، بينما يتم إنتاج المزيد من البضائع والخدمات، سترتفع قيمة كل دولار في عملية تدعى الانكماش.
    Terra Dünya'da kalırken Stella uzaya gidecekti. TED ستبقى تيرا على الأرض، بينما ستسافر ستيلا على متن مركبة فضائية.
    Öyle, ben şu saçma sapan sözleri okumak zorunda kalırken annesi de, sabahleyin kurşuna dizileceğinden ötürü üzüntülerini anlatan bir yazı almak üzere. Open Subtitles أجل, فأمه على وشك أن تتسلم رسالةً يخبرها فيها أنه آسفٌ لأنها ستُعدم غداً، بينما أقرأ أنا هذا الهراء.
    Rüzgara karşı havada asılı kalırken yumurtalar da dahil olmak üzere, yüzeye yakın olan parçaları seçerler. Open Subtitles بينما تحلق بأجنحتها مواجه الريح، تقوم بالتقاط البيوض من سطح الماء القريب.
    Sen yalnız kalırken, tüm ilgi onun üzerindeydi. Open Subtitles و رأيت كل الاهتمام الذي حصلت عليه بينما تركوك وحدك
    Sen hep aynı kalırken çökmelerini ve ölmelerini. Open Subtitles تنمو بتهالك .. ومن ثم تموت بينما انت تظل كما أنت ..
    Hazır millet burada toplanmışken ve Baş rahip de burada kalırken manastırdaki işimizi halledebiliriz? Open Subtitles ربما نحن يجب أن نستعمل هذا لصرف الإنتباه لإنهاء عملنا الليلي في الدير بينما ينام رئيس الأساقفة هنا؟
    Ben kalırken, onların gidişini görmekten nefret ediyorum. Open Subtitles لطالما كرهتُ رؤيتهم يموتون بينما لا أزال هنا على قيد الحياة
    Diğer herkes çadırlarda kalırken adamlarınızın evlerde uyuduğunu fark etmeden duramadım. Open Subtitles لم أتمكن إلا أن ألاحظ أن كل أناسك ينامون في بيوت بينما بقيتنا ينامون في خيام
    Diğer herkes çadırlarda kalırken adamlarınızın evlerde uyuduğunu fark etmeden duramadım. Open Subtitles لاحظت أنه كل رجالك ينامون في المنازل بينما البقية منا ينامون في الخيام
    Sen iki arada kalırken o da ilişkimizi ve bana bakış açını zehirliyordu. Open Subtitles بينما كنتِ مشوشة كانت تُسمم علاقتنا و تشوهُ رأيكِ بيّ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more