"kalacaklar" - Translation from Turkish to Arabic

    • سيبقون
        
    • سيكونوا
        
    • سيمكثون
        
    • سيقيمون
        
    • ستبقيان
        
    • سيبقوا
        
    • سيبقيان
        
    • يبقون
        
    • سيظلون
        
    • يقيمون
        
    • سيظلان
        
    • وسيبقون
        
    • هم سيكونون
        
    • سيتشردون
        
    • سيجب
        
    Aylar süren ayrılıktan sonra nihayet buluştular ve sonbahara dek bir arada kalacaklar. Open Subtitles واخيرا وبعد شهور الى جانب جمع شمل هم سيبقون الآن سوية حتى الخريف.
    Yani insanlar 80 lerine girinceye kadar... çalışmak zorunda kalacaklar. Open Subtitles حيث يعني ان الناس سيبقون في اعمالهم حتي الثمانون من العمر
    Onu canlı tuttuğumuz sürece dışarıda kalacaklar. Open Subtitles و سيبقون بالخارج طالما يعرفون أننا نبقيه حياً
    Evet, beş dakika sonra verileri silinecek. Kısacası oyun dışında kalacaklar. Open Subtitles أجل، وخلال 5 دقائق ستمحى بيانات بطاقاتهم، سيكونوا فعليًّا خاويي الوفاض.
    Bütün gece kalacaklar, onların burada kendi evlerindeymiş gibi hissettiklerinden emin olun, tamam mı? Open Subtitles الان .. سيمكثون هنا طول الليل لذلك اشعر وكأن هذا المنزل
    Bu hafta sonu bende kalacaklar. Buralarda olacak mısın? Open Subtitles سيقيمون لدي نهاية هذا الأسبوع هل ستكونين هنا؟
    Eğer o etkiyi yok edemezsem hep bana bağlı kalacaklar. Open Subtitles ما لم أزل هذه الوصمة، ستبقيان متصلتين بي للأبد.
    Bu sefer ayrılmış bölgede kalacaklar mı acaba? Open Subtitles أتسائل إن كانوا سيبقوا في معسكر الإحتجاز هذه المرة
    Şey... Biliyor musun, ne kadar kalacaklar? Open Subtitles الا تعرف كم من الوقت سيبقيان ؟
    Harmana kadar burada kalacaklar. Herşey bundan ibaret. Open Subtitles هم يبقون هنا حتى موعد الحصاد هذا كل مافي الأمر
    Onu canlı tuttuğumuz sürece dışarıda kalacaklar. Open Subtitles و سيبقون بالخارج طالما يعرفون أننا نبقيه حياً
    En azından gemimizi tamir edene kadar bir süre daha orada kalacaklar. Open Subtitles سيبقون هنا لمدة أطول ليتمكنوا من أصلاح السفينة
    Ben Tanrı'ya yol göstermesi için dua ederken... çocuklar burada kalacaklar. Open Subtitles سيبقون حاليا بينما أصلي للحصول على الارشاد من الرب
    O doktorları buraya getirirsen burada ne kadar kalacaklar? Open Subtitles لكن أن جلبتي كل هؤلاء الأطباء هنا كم برأيك سيبقون هنا؟
    Teyze, Onlar Gopal ve Laxman'ın odasında kalacaklar,değil mi? Open Subtitles عمتي ،هؤلاء الثلاثة سيبقون في غرفة جوبال ولكشمان.. اليس كذلك؟
    Çevredekiler çapraz ateş arasında kalacaklar. İnsanlar peronlardan rayların üzerine düşmeye başlayacak. Open Subtitles والناس سيكونوا في مكان مواجهه وسيتدافعونعلىالسكه,سيكونذعـ...
    Bir ev bulana kadar konuk evimizde kalacaklar. Open Subtitles سيمكثون في دار الضيافة حتى يجدوا مكان
    Bu hafta sonu bende kalacaklar. Sen buralarda olacak mısın? Open Subtitles سيقيمون لدي نهاية هذا الأسبوع هل ستكونين هنا؟
    - Hayır, benimle kalacaklar. Open Subtitles -كلّا، ستبقيان معي .
    Gidip getireyim. Evet, geldim. Evet, bir süre daha burada kalacaklar. Open Subtitles سأذهـب وأحضره لكـم لقد عـدت سيبقوا هنا لفترة
    Tamam, Stet ve Devon okulda kalacaklar. Open Subtitles حسنا، ستيت وديفون سيبقيان في المدرسة
    Paralarını alana kadar bu bölgede kalacaklar. Open Subtitles سوف يبقون حتى تضجر هذه المقاطعة البيضاء بالدماء
    Böyle diyenler bağlı kalacaklar. Hangi gruptan olduğunuza bakılmayacak. Open Subtitles هؤلاء القوم سيظلون مُقيدين، ولن يُفيد الآن إلى أي جماعة تنتمي.
    Sasha sokak kadınları için bir barınak açıyor, ve birkaç günlüğüne burada kalacaklar. Open Subtitles افتتاح ساشا بيت آمن للنساء البغاء و، اه، انهم يقيمون هنا لبضعة أيام.
    Bir süre için burda kalacaklar. Open Subtitles سيظلان هنا لبعض الوقت..
    Bayan Munro onlar yabancı değildi ve şu anda oldukları gibi kalacaklar. Open Subtitles آنسة مونرو، إنهم ليسوا غرباء وسيبقون حيث هم راقدون
    Ayrıca haftaya da onunla kalacaklar. Open Subtitles و هم سيكونون عند صابرينا هذا الأسبوع أتعلم ماذا يجب أن تفعل؟
    Çünkü, iyi ailelerin ve benim görüştüğümüz dul insanlar ve küçük çocuklar sokakta kalacaklar. Open Subtitles بسبب العوائلالبرئية... وأنا أتحدث عنالأراملوالأطفالالصغار... الذين سيتشردون في الشارع
    Yakında, kamu baskısına yanıt vermek zorunda kalacaklar. Bu arada biz sessiz kalacağız. Open Subtitles قريباً أو لاحقاً , سيجب علىهم الإستجابة لضغط الرأي العام ومن جهة اخرى ، ونحن نبقى صامتين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more