| Belki geri kalanımız, birkaç dakikalığına bara geçse iyi olacak. | Open Subtitles | حسنا، ربما بقيتنا يجب ان تذهب الى البار لبضع لحظات |
| Geri kalanımız karantina altında yaşayıp bir tedavi bulmak için dua ediyor. | Open Subtitles | بقيتنا يعيشون في محاجر صحية ندعو من أجل أن يتم كشف علاج |
| değişmiyor. Geri kalanımız gibi aynı aydınlık-karanlık döngüsüne kilitlenmiş. | TED | العمل الليلي. إنها مثبتة على نفس دورات الضوء والظلام مثل بقيتنا. |
| Ancak geri kalanımız biliyor ki İnternet gerçekten çirkin bir yer olabiliyor. | TED | لكن بقيتنا يعرف أن الإنترنت يمكن أن تكون مكانا قبيحا حقا. |
| Uzay gemisi otelleri başlayacak fakat geri kalanımız için atölyelerin olması daha sonra olacak bir konudur. | TED | الفنادق المدارية في البداية ، ولكن ورش عمل للبقية منا في وقت لاحق. |
| Geri kalanımız ise bu şekilde düşünmenin bir yolunu bulmalıyız. | TED | على بقيتنا أن يعرفوا كيفية التفكير بتلك الطريقة. |
| Komiktir çünkü geri kalanımız oldukça sık ve iyi bir şekilde işgal ediyor. | TED | إنه شئ طريف لأن بقيتنا يشغلونه بكثرة وبإجادة. |
| Geri kalanımız yayılacak ve çatlak kayada Ellis ile buluşacak. | Open Subtitles | أما بقيتنا فسننتشر ونتلاقى مع إيليس عند تقسيم الصخور. |
| Geri kalanımız da üzerimize düşün görevleri yapmıştık. | Open Subtitles | بقيتنا حاولوا الاسهام فيها بقدر المستطاع |
| Birinin gidip yardım çağırması lazım. Ya geri kalanımız ? | Open Subtitles | لا بد أن يذهب أحد لطلب المساعدة ماذا عن بقيتنا ؟ |
| Neden geri kalanımız gibi geçitle gitmiyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا لم تستخدم ستارجيت كما يفعل بقيتنا ؟ |
| Yoksa sen de geri kalanımız gibi Los Angeles'da ölür gidersin. | Open Subtitles | وإلا، سوف تنتهي بالموت في لوس أنجلوس مثل بقيتنا |
| Biraz Valtrex al, çünkü geri kalanımız bir teknede bronz ciltli fahişelerle içiyor olacak.. | Open Subtitles | تناول فالتريكس، لأن بقيتنا ستسهر على يخت تسكر وتزهو مع مثيرات سمراوات |
| Geri kalanımız banyodan yeterince hızlı çıkamadı. | Open Subtitles | بقيتنا لم يخرجن من الحمام بالسرعة الكافية |
| Kimileri sana içini erkekler tuvaletinde dökecek kadar ayrıcalıklı geri kalanımız daha sıradışı metotlarla yetinmek zorunda. | Open Subtitles | بعضنا محظوظون للترويح إليك في حمام الفتيان وعلى بقيتنا أن يقبل بالطرق الإعتيادية |
| Sen burada, küçük seranda kal ama geri kalanımız eve dönüyor. | Open Subtitles | ابقى هنا في بيتك الزجاجي هذا لكن بقيتنا ستذهب للوطن |
| Geri kalanımız içeriye girecek ve devlete benim çocuğumu alamayacağını öğretecek. | Open Subtitles | الآن بقيتنا سندخل إلى هناك ونري الحكومة انهم لا يستطيعون أخذ ابني |
| Geri kalanımız zorbadan fazlası demek istemiyorum ama ahırın kapısını arkadandan kapatırsın. | Open Subtitles | لا أقول أنّ بقيتنا شريفة، لكن وجب أخذ الحيطة والحذر |
| Geri kalanımız kamera karşısında tam olarak nasıl davranacağımızı bilmiyoruz. | Open Subtitles | لا أحد من بقيتنا يعرف كيف يمثل أمام الكاميرا |
| Ve kalanımız için, ne zaman gençlerimizi dinlemeye başlayacağız? | TED | وبالنسبة للبقية الباقية منا، متى سنستمع إلى شبابنا؟ |
| Geri kalanımız siper alabilsin, organize olabilsin oradan çıkabilsin diye bütün dikkati kendi üstüne çekti. | Open Subtitles | جلب كل الأنظار والنار إليه وهذ من أجل أن يكون للبقية أن يختبؤا وأن ينظموا ويخرجوا |
| O burada gördüğün herşeydir, gördüklerinin tamamı odur. Geri kalanımız, biz sadece... onun gölgesinde yaşarız. | Open Subtitles | كل شيء تراه ملك لها البقية منا يؤمنون حتى بظلها |