| Bir gecelik vardiyayı kardıramıyorsan bu ameliyatı da kaldıramazsın. | Open Subtitles | إن لم يكن بإمكانك تحمل مناوبة ليلة واحدة، فلا يمكنك تحمل هذه الجراحة. |
| Başının daha fazla belaya girmesini kaldıramazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك تحمل أي مشاكل زائدة مع الشرطة |
| Gerçeği kaldıramazsın! | Open Subtitles | لا يمكنك تحمل الحقيقة |
| Gerçeği kaldıramazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك تقبّل الحقيقة |
| - Bunu kaldıramazsın. Bunu kaldıramazsın. Tamam. | Open Subtitles | لا يمكنك التعامل مع هذا لا يمكنك التعامل مع هذا أنت نعم |
| Bu ilk cezayı gerektiren suçun değil ve şu anda bir skandalı kaldıramazsın. | Open Subtitles | وهذه ليست أول جريمة جنائية الخاص بك، و وكنت لا تستطيع تحمل فضيحة في الوقت الحالي. |
| Mac, o şeyi... kaldıramazsın ki. | Open Subtitles | ماك, انك لا تستطيع ...تستطيع رفع هذا الشيء |
| Gerçeği kaldıramazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك تحمل الحقيقة |
| - Sen Irish car Bomb'u kaldıramazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك تحمل شراب كهذا |
| Pozisyonu kaldıramazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك تحمل الوضعية. |
| Gerçeği kaldıramazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك تقبّل الحقيقة |
| Bunu henüz kaldıramazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك التعامل مع هذا حتى الان |
| Ve bünyen zayıf. Bu nedenle zor olan antrenmanları kaldıramazsın. | Open Subtitles | وأنت ضعيف فلن تستطيع تحمل التمارين |
| Bu aralar ünlüsün Sherlock. Uyuşturucu bağımlılığını kaldıramazsın. | Open Subtitles | (أنت مشهور هذه الايام (شارلوك لا تستطيع تحمل عادة المخدرات |
| Çekiç kaldıramazsın, balta sallayamazsın bunlardan birini bile fırlatamazsın. | Open Subtitles | لا تستطيع رفع مطرقة، ولا تستطيع التلويح بفأس ولا تستطيع حتى الرّمي بهذه! |
| Bağırmak için bile, kolunu kaldıramazsın. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع رفع ذراعك حتى |