| Gözlerini kaldırdı ve baktı ve iki yabancının şehre geldiğini gördü. | Open Subtitles | و رفع عينيه و نظر رأى غريبين قادمين إلى المدينة |
| Yumruğunu seyircilere doğru kaldırdı ve parmağındaki Pembe Panter Elmasını gösterdi. | Open Subtitles | و رفع قبضته للحشود و عليها ماسة النمر الوردي |
| Ölüm, yolda yalpalamaya başladı sonra ellerini havaya kaldırdı ve onun, o elektrik direğine çarpmasını sağladı. | Open Subtitles | تجول الموت في قلب الشارع فحسب و رفع يداه و جعلها تقود صوب عمود الإضاءة |
| "Ve Aziz Attila bombayı havaya kaldırdı ve şöyle dedi... | Open Subtitles | و رفع السيد ( أتتيلا ) القنبلة اليدوية عالياً و قال |