| Ve masası ameliyat masası,kalemleri ameliyat bıçağı ve kemik keskisidir. | Open Subtitles | و هذا المكتب هو طاولة العمليات و تلك الأقلام هى مشرط |
| Ya da banyoda, mayolarından kalemleri kaybettikleri yer hariç. | Open Subtitles | أو في واحدة منها الأقلام حيث يختفي ثوب السباحة. |
| kalemleri bırakın! Şaka yaptım. Zamanınızı kullanın. | Open Subtitles | ضعوا الأقلام جانبا إني أمازحكم خذوا وقتكم |
| Tüm kalemleri saydım ve hepsini geri istiyorum. | Open Subtitles | لقد أحصيت جميع الاقلام وأريدكم أن تُرجعوها. |
| Bence süslü parti kalemleri iyi ama istersen üçünü de yapabiliriz. | Open Subtitles | نوعاً ما أحب قلم الأغطية لكن يمكننا أن نفعل الثلاثة معاً |
| Ne düşündüğünüzü biliyorum. "Pete, herhangi bir boya kalemi kullanabilecekken neden bu kalemleri almak zorundayım?" | TED | بيتر ، كان من الممكن أن أستخدم أقلام تلوين عادية أخرى، لماذا يجب علي أن أشتري منتجهم؟ |
| kalemleri bırakın. Sakın bunu yazmayın. | Open Subtitles | ، اتركوا أقلامكم . لايكتبن أحدٌ ذلك |
| kalemleri kullanmadığımız zaman kapağını kapatalım yoksa kurur. | Open Subtitles | وحينما لا تكونون تستعملون القلم ارجوكم ضعوا الغطاء عليه لانها من الممكن ان تجف |
| Boya kalemleri, fosforlu kalemler, boyalar, şişkin boyalar... | Open Subtitles | الأقلام و الألوان، الطلاء الطلاء المنتفخ |
| Durun, kalemleri masaya bırakın. İlk ben başlıyorum. | Open Subtitles | ـ توقفوا، توقفوا، أنزلوا الأقلام ـ سأكون الأولى |
| Memur, bütün o kalemleri, kağıtları, posterleri topla. | Open Subtitles | أيها الضباط, صادروا الأقلام, الأوراق, اللوحات وكل شيئ |
| Önce yemek, sonra mektup. kalemleri kaldırım. | Open Subtitles | العشاء أولاً،الخطابات لاحقاً أبعدوا الأقلام |
| -Keçeli kalemleri de koklar mısın? -Evet. | Open Subtitles | أوه ، هل قمت بشم هذه الأقلام من قبل ؟ |
| kalemleri böyle daha iyi çıkartırım. | Open Subtitles | اخرج الأقلام أفضل و أنا بهذه الحال |
| kalemleri bırakın! Artık yazmayın! | Open Subtitles | هيا جميعاً ضعوا الاقلام وتوقفوا عن الكتابة.. |
| Ama Pam bana kalemleri ambalajlarından çıkart demedi, ve ben o tarz insanlardan değilim kalemler geldiğinde kabul eden, sonrada sen arkanı döner dönmez kalemleri açıp tüm takdiri ve paket açan unavanını toplayan. | Open Subtitles | لكن بام لم تخبرني بان افتح الاقلام اكيد سوف استلم الاقلام عندما تاتي |
| Zaman doldu. kalemleri bırakın. Kitapları kapatın. | Open Subtitles | انتهى الوقت ضعوا الاقلام, اغلقوا الكتب |
| Bahse girerim, evdeki tüm kalemleri kullanmışımdır. | Open Subtitles | أراهن أنيّ لا بد أنني إستخدمت كل قلم في ذلك البيت كله. |
| Yani, zingir yapabiliriz, anahtar kolyeler, süslü parti kalemleri. | Open Subtitles | ،أعني، يمكننا القيام بالسلاسل مفتاح السحر، قلم الأغطية |
| Başvuru formları ve kalemler tezgâhın üzerindedir. kalemleri çalmayın. | Open Subtitles | الأوراق والأقلام الرصاص على البار لا تسرق أقلام الرصاص. |
| Önemli evrakları koyarsın, dosyaları , kalemleri ve hesap makinesi. | Open Subtitles | - تحمل بداخلها أوراق هامة ملفات, أقلام و ألآت حاسبة |
| Zamanınız doldu. kalemleri bırakın. | Open Subtitles | حسنا، لقد انتهى الوقت ضعوا أقلامكم |
| Arkanızdakilere uzatın, kalemleri alın ve doldurmaya başlayın. | Open Subtitles | مرروا هذه إلى زملائكم في الخلف، خذوا القلم وابدأوا بتعبئة الاستمارات. |
| Ve tükenmez kalemleri bir kupaya, kalemleri diğerine koyuyor. | Open Subtitles | ويضع اقلام الحبر معا في كوب والرصاص في كوب آخر |
| Bay Shue diğer keçeli kalemleri nerede tutuyor? | Open Subtitles | أين يحتفظ السيد (شو) بالأقلام |