|                -Kes sesini! Uçağın orada yakaladık onu. Bize saldırmaya kalktı.                | Open Subtitles |                 لقد وجدناه يقفز من طائرة و لقد حاول ان يهاجمنا                | 
|                Ama Bay Burt geldiğini görmüştü ve daha sonra sana şantaj yapmaya kalktı.                | Open Subtitles |                 عدا ام السيد بيرت رآك عندما وصلت وقد حاول ان يبتزك فيما بعد                | 
|                Bir keresinde bana kaçak içki üretmeyi öğretmeye kalktı ama işler sarpa sardı.                | Open Subtitles |                 حاول مرة أن يريني كيف يصنع الخمر المنزلي، لكن هذا لم ينجح بالضبط.                | 
|                Bir gergedan gibi yere devirdiğim halde o deli yeniden ayağa kalktı.                | Open Subtitles |                 لقد نهض بعد أَن وضعت رصاص بما فيه الكفاية فيه ليسقط كركدن                | 
|                kalktı ve arkamdan koştu, fakat beni yakalayamadan silaha ulaştım.                | Open Subtitles |                 ثم نهض وهرول ورائى, ولكنى وصلت الى المسدس قبل ان يمسك بى                | 
|                Harry, uyan serseri. Baskı kalktı, bunu kutlayacağız.                | Open Subtitles |                 حسناً هاري,استيقظ أيها المغفل ضغط العمل خف,و علينا أن نحتفل                | 
|                Beni de kontrol etmeye kalktı ve bu yüzden de, görüşmüyoruz.                | Open Subtitles |                 حاول السيطرة لي وهذا هو السبب نحن لا نتحدث بعد الآن.                | 
|                Bizi zorla kilere indirmeye kalktı. Güya orada 13 ceset varmış.                | Open Subtitles |                 . لقد حاول أن يأخذنا للقبو . يقول بأنه توجد 13 جثه هناك                | 
|                Pek bir şey olmadı... sadece bir şey, kapımıza bir gülleyle vurdu... ve içeri girip bizi yemeye kalktı.                | Open Subtitles |                 لا شيء بشكل خاص فقط شيء ضرب على الباب بقذيفة مدفع ثم حاول الدخول وأكلنا                | 
|                Beni tehdit etmeye kalktı.                | Open Subtitles |                 التي هاجمت القطاع. حتى انه حاول ابتزازي.                | 
|                Tucson'da bir bankayı koruyorduk. Ben hırsızlık yapmaya kalktı.                | Open Subtitles |                 عند خروجه من أحد البنوك في توكسون حاول يده السرقة                | 
|                Bunu reddedince beni öldürtmeye kalktı. Aptalca bir girişimdi. Bende şanslıydım.                | Open Subtitles |                 عندما رفضت حاول قتلى كان غبياً و كنت محظوظاً                | 
|                Bir keresinde eski büyük bir usturayla beni kesmeye kalktı.                | Open Subtitles |                 لقد حاول أن يجرحني ذات مرة بشفرة قديمة كبيرة                | 
|                Bir partideydim ve şoförüm bana saldırmaya kalktı.                | Open Subtitles |                 لقد كنت في هذه الحفلة وسائقي الخاص حاول مهاجمتي                | 
|                kalktı, ve eğer giderse onu tekrar asla göremeyeceğimi biliyordum.                | Open Subtitles |                 ثم نهض لينصرف.. وكنت اعلم انه, لو انصرف فلن أراه ثانية بعد ذلك                | 
|                Dün gece saat 3.00-4.00 civarında yataktan kalktı ve bir amacı olmadan etrafta dolaştı.                | Open Subtitles |                 ليلة أمس نهض وتجوّل بالجوار في مكان ما عند الساعة الثالثة أو الرابعة.                | 
|                Altıncı günün sabahında Tanrı kalktı, gözleri sönüktü ve suratı asıktı.                | Open Subtitles |                 فى صباح اليوم السادس نهض الرب و كانت عيناه داكنتان و ساد التجهم وجهه                | 
|                Bu Bay Verrill. Bay Wilson kalktı mı?                | Open Subtitles |                 هذا هو مستر فيرايل هل استيقظ مستر ويلسون ؟                | 
|                Krallar onun gücünü satın almaya kalktı ama o sadece adalete bağlı kalmaya yeminliydi.                | Open Subtitles |                 ملوك حاولوا شِراء قوتة ، لَكنَّه أقسمَ ولاءة فقط إلى العدالةِ.                | 
|                Tüm herkes ayağa kalktı.                | Open Subtitles |                 ينهض تحية للبيان، فوقف النواب جميعاً                | 
|                Sonra kız ayağa kalktı ve oyun odasına gittiler.                | Open Subtitles |                 هذه هي غرفة الالعاب و ثم نهضت وتبعته الى غرفة الالعاب                | 
|                Ama Amerikan Atı seni çaldığımı sanıyor. Buraya geldi. Beni öldürmeye kalktı.                | Open Subtitles |                 ولكن امريكان هورس يظن اني سرقتك جاء الى هنا وحاول قتلي                | 
|                O "zavallı adam" bana bir düzine ıstakoz satmaya kalktı.                | Open Subtitles |                 ذلِك الرجُل الفقر, لقد حاولَ بيعي دزينة سرطانات بحر                | 
|                Karşı koymadan önce daha fazlasını yapmaya kalktı.                | Open Subtitles |                 كان يحاول أن يقبلني المزيد قبلما أزحته عني                | 
|                Üzgünüm. Sizi korkutmak istemedim. Muhtemelen kalktı ve ortadan kayboldu.                | Open Subtitles |                 أنا آسف, لم أكن أقصد إخافتُكِ على الأرجح إستيقظت ورحلت فحسب.                | 
|                Çünkü o uçak yarım saat önce kalktı.                | Open Subtitles |                 لأن تلكَ الطائرة قد اقلعت قبلَ نصفِ ساعة اتفهمين؟                | 
|                Bu gemi kalktı ve kötü olan benim hala içinde olmam.                | Open Subtitles |                 لقد أبحرت هذه السفينة وللأسف ما زلت على متنها                | 
|                Çiçeğim, benimki fena halde kalktı ve yalnızca sen indirebilirsin, tatlım.                | Open Subtitles |                 سيدتي, أنا أعاني من انتصاب ,وأنتِ وحدكِ يا حلوتي .من بوسعها تهدئته                | 
|                Bir keresinde beni öldürmeye kalktı.                | Open Subtitles |                 حاولتْ قَتْلي مرّة.                | 
|                Şimdi senin sorumluluğun, tamam. üzerimdeki yük kalktı, tamam?                | Open Subtitles |                 إنها مسؤوليتك الآن لقد زال العبء عن كاهلى أليس كذلك ؟                |