| O parayı attığın zaman, ve kalmak istediğimi söylediğimde, o zaman fark etmemiştim, ama o sırada seni düşünüyordum. | Open Subtitles | عندما قلبت تلك العملة وقلت إنني أريد البقاء لم أكن أدرك حينها |
| Bu dünyada kalmak istediğimi sanıyordum. | Open Subtitles | ظننـــت أنني أريد البقاء في هذا العالــم |
| Ama yalnız kalmak istediğimi söyledim. | Open Subtitles | ولكنني قلت لك أنني أريد البقاء لوحدي |
| Ölüm ve pişmanlık dolu, bu çürümüş dünyada kalmak istediğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقدي أني اريد البقاء في عالم الاموات والعفانة والندامة هذا؟ |
| Gerçekten yalnız kalmak istediğimi biliyorsun. | Open Subtitles | أتعرف أنا حقاً اريد البقاء وحيدة |
| Taşınamam! Onunla konuşun! Ona burada kalmak istediğimi söyleyin! | Open Subtitles | أريد منك أن تطلب منه أن أبقى في منزلي |
| kalmak istediğimi söyledim. | Open Subtitles | أخبرتك للتو أريد البقاء |
| Sen kalmak istediğimi mi sanıyordun? | Open Subtitles | هل تظنني أريد البقاء ؟ |
| Moskova'ya kalmak istediğimi söyle. | Open Subtitles | اخبر موسكو انني اريد البقاء |
| Onunla konuşun! Ona burada kalmak istediğimi söyleyin! | Open Subtitles | أريد منك أن تطلب منه أن أبقى في منزلي |
| East End'de kalmak istediğimi söyle. | Open Subtitles | لأخبرها أنّي أريد أن أبقى في "إيست إند" |